1 Kasım 2024, Cuma - 09:33

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

“Kadına yönelik şiddet devam ediyorsa sebebi hukuktur”

Tarih: 06 Aralık 2018

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 130

Dünya Kadın Hakları Günü kapsamında ATAUM’da “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” konuşuldu. Ankara Üniversitesi’nden öğretim üyelerinin de katıldığı panelde, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tartışıldığı bazı çalışmalar da paylaşıldı.

Avrupa Topluluğu Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM)’da Avrupa Birliği işbirliğiyle 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’nde düzenlenen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” paneli Prof. Dr. Serpil Sancar moderatörlüğünde yapıldı. Prof. Dr. Gülriz Uygur, Doç. Dr. Emel Memiş Parmaksız, Dr. Sabine Freizer, Arzu Alibaz ve Deniz Zeyrek’in katılımcı olduğu oturumda her panelist çalışma alanları doğrultusunda toplumsal cinsiyet eşitliği için sürdürülen mücadelenin Türkiye’deki izdüşümüne baktı. Oturumun açılışında günün Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkını kazandığı gün olması sebebiyle Mustafa Kemal Atatürk anıldı ve Kurtuluş Savaşı hatırlatıldı.

Uygur: Ceza hukukçuları ‘orası başka’ diyor

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Doç. Dr. Emel Memiş Parmaksız çalışma hayatındaki kadın, Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Gülriz Uygur ise adil yargılanma, haksız tahrik indirimleri, hukuk fakültelerindeki cinsiyet eşitliği eğitimi üzerine konuştu. Parmaksız, kadınların 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kazanımlar sağladığı hak mücadelelerinin tarihçesinden bahsederek başladığı konuşmasında özellikle kadınların istihdam oranları üzerine değindi. Dönüştürücü eşitlik anlayışıyla ülkenin her düzleminde cinsiyet eşitliği için radikal değişikliklere gidilmesi gerektiğini aktaran Parmaksız, “İşgücüne katılımda önemli oranda artış var ama bu artışın hizmet sektöründe olduğunu ve kayıt dışı çalıştırmanın önüne geçilemediğini görüyoruz. 21 milyon işgücü kayıt dışı çalışıyor” dedi. Sendikalardaki temsilin de yüzde 7 gibi bir oranda kaldığını aktaran Parmaksız, “Kamu politikaları bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçirilmelidir” ifadelerini kullandı.

Uygur ise hukuk sistemi içerisindeki yapısal bozuklukların adil yargılanma ortamının oluşmasına engel olacağını vurguladığı konuşmasında “Bakmayın anayasada eşitlik ilkesi olduğuna. Hukuk sisteminin hiyerarşisindeki eşitsizlik cinsiyet eşitsizliğini de doğuruyor. Birebir görüyoruz ki yoksul kadınların adalete erişimleri yok” sözlerini kaydetti. Uygur, “Kendi eşitsiz olan bir kurum toplumsal eşitliği nasıl sağlayabilir?” sorusunu yönelttiği konuşmasında “Ya eşitsizliği kabul edeceğiz ya hukuku değiştireceğiz” dedi. Hukukçuların bakışlarını değiştirmenin zorunlu olduğunu dile getiren Uygur, “Kadına yönelik şiddet devam ediyorsa sebebi hukuktur, hukukçulardır, hukukçuları yetiştiren fakültelerdir. İstediğiniz antlaşmayı gösterin bir ceza hukukçusu çıkıp ‘orası başka namus cinayetlerinde ağır tahrik indirimi vardır’ diyor ve ceza hukuku baskın olduğu için hukuk öğrencileri o tarafa yöneliyor” ifadelerinin altını çizdi.

Arzu Alibaz-Deniz Zeyrek

Zeyrek: Bildirici gazetecilik onuruna sahip çıkıyor

Gazeteci Deniz Zeyrek, cinsiyetçi anlayışı gözlemlediği haber örneklerini paylaştığı konuşmasında örneklerine dönemin Hürriyet gazetesi başyazarı olan Oktay Ekşi’yle yapılan bir söyleşiyle başladı. Ülke medyasının amiral gemisi olarak tarif edilen Hürriyet gazetesinin başyazarının, soru karşısında “Kadınlar en güzel canlılardır. Bir fotoğrafın sadece estetik değerler taşıması yetmez. Arka kapak güzellerine bayılıyorum” gibi cevaplar verdiğini aktaran Zeyrek, gazeteciliğin etik ilkelerine sahip çıkan bir isim olarak Faruk Bildirici’yi ve çalışmalarını örnek göstererek, “Ombudsman olarak yaptığı çalışmalarla Faruk Bildirici gazetecilik onuruna sahip çıkan isimlerden ”dedi.

Alibaz: Bizim, sizi koyduğumuz yeri hak edin

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Ülke Direktörü Dr. Freizer, içinde bulunduğu Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi (UN WOMEN)’nin Birleşmiş Milletlerin en genç birimi olduğunu bahsederek başladığı konuşmasında Türkiye’de kadınların parlementoda temsil oranları üzerinde durdu. Türkiye’de kadınların parlamentodaki temsillerinin yüzde 17 dolaylarında kaldığını belirten Freizer, bunun dünya ortalaması olan yüzde 24’ün altında kaldığını belirtti. Yerel yönetimlerde kadın temsili oranının merkezi yönetimden daha düşük olduğuna dikkat çeken Freizer, kadınların aday listelerde yer bulmasına rağmen seçilmelerinin düşük olduğu koşullarda yarıştıklarının altını çizdi. Freizer konuşmasını bitirirken Cermodern’de düzenlenen ve 10 Aralık’a kadar izlenebilecek olan Turuncu Dijital Hikayeler’e de değindi. Turuncu Dijital Hikayeler, Hacettepe Üniversitesi’nin Dijital Hikaye Anlatım Atölyesi ve Birleşmiş Milletler Türkiye işbirliğiyle üretilen hikayelerden oluşuyor.

Bir diğer panelist olan Nestle Professional Türkiye Ülke Direktörü Arzu Alibaz, kadınların Kurtuluş Savaşı’ndaki yerini anlatarak başladığı konuşmasında 5 Aralık’ta elde edilen seçme ve seçilme hakkının uzun bir mücadelenin sonucundaki kazanımlar olduğuna dikkat çekti. Özel sektörde karşılaştığı zorlukları disiplini, emeği ve yetkinlikleri ile aşabildiğini söyleyen Alibaz, her kadının bunu yapabileceğine inandığını kaydetti. Hane içinde kadın-erkek ilişkilerine bakışını ise “Babalar kızlarının kahramanlarıdır, erkeklerin etraflarında yaşanan her türlü kadına şiddet olayında mağdur kişi kendi kızıymışçasına tavır almalıdır” sözleriyle özetlerken konuşmasını ise erkeklere hitaben “Bizim sizi koyduğumuz yeri hak edin” sözleriyle noktaladı.

Panel soru-cevap kısmıyla sona erdi. Aynı zamanda ATAUM’da 12 Aralık’a kadar ziyaret edilebilecek olan İnsan Hakları Sergisi açıldı.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/21000
Yol: Ana sayfa » Yazılar » “Kadına yönelik şiddet devam ediyorsa sebebi hukuktur”

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Ankara’daydı

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Ankara’da çeşitli etkinliklerle kutladı. Anıtkabir’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kalkınma Projesi’ni ziyaret eden çiftçiler, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan forumda kürsüden seslendi: “Çiftçi doğduk, çiftçi öleceğiz.”

Kapat