6 Kasım 2024, Çarşamba - 23:00

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Lieff: “İşaret dili beni inanılmaz etkiledi. Karşımda gördüğüm bir nevi danstı”

Tarih: 18 Mart 2014

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 61

Amerikalı kadın yönetmen Judy Lieff, ilk uzun metrajlı belgesel filmi olan “Deaf Jam” hakkında GÖRÜNÜM’ün sorularını yanıtladı. Lieff, yönetmenliğinin yanı sıra başarılı bir dansçı.

Deaf Jam, işitme engelli İsrail asıllı bir lise öğrencisi Aneta Brodski’nin içsel çatışmalarını, yaşadığı olayları, Filistinli bir arkadaş edinerek şiir yarışmasına katılımını ve başarı öyküsünü anlatıyor.  İsrailli ve Filistinli karakterlerin uyumuyla da birleştirici bir mesaj veriyor. Tempolu müziği ve başarılı grafikleriyle Türkiye’de üniversite öğrencileriyle buluşan film, İLEF‘te de öğrencilerin beğenisine sunulmuş ve okul dışından katılan birçok işitme engelli tarafından da desteklenmişti.

Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçiliği’nin ev sahipliği yaptığı söyleşide yönetmen Judy Lieff, GÖRÜNÜM’ün sorularını cevapladı.

judylieff1

Yönetmenliğe nasıl adım attınız?

– Daha önce dans ederken Şili’de çalışmıştım. Orada oldukça siyasi bir mesajı olan bale yapıtı üzerine çalışıyordum. Orada geçirdiğim zaman içerisinde köylere gitme fırsatı buldum. Orada gördüm ki, belki de güzel yolları yoktu ama herkesin televizyonu vardı ve orada aklıma geldi; dansın mesajının daha çok insana ulaşması gerektiğini düşündüm. O noktadan sonra aklımda tek bir şey vardı “kameranın çekebileceği dansı nasıl yaratabilirim?” diye düşünmeye başladım. Amerika’ya döner dönmez de kafamda bu fikirlerle master programına katıldım. Dans arka planım nasıl film çektiğimi de çok etkiliyor. Bir nevi koreograf gibi bakıyorum filme. Dünyayı da öyle görüyorum. Günlük yaşamda nasıl bir dans var ona bakıyorum. Dans ve film birçok ortak yöne sahip.

Dans eğitimi aldığınızı biliyoruz. Bununla ilgili bilgi verebilir misiniz?

– Ben birçok dans tarzında eğitim aldım modern, bale, caz…  Çeşitli alanlarda eğitim gördüm ki farklı farklı koreograflarla çalışabileyim.  Bir dansçı olarak çok disiplinliydim ve gün boyunca provalar yapıyordum, dans ediyordum ve bu böyle 15 20 yıl sürdü. Geçmişte çok farklı koreograflarla çalıştım. Koreograflar tıpkı bir ressam gibi resim yapar çok farklı renkleri bir arada kullanırlar.

Film neden işitme engelliler üzerine?

– Aslında kendimi içinde buldum, şanslı bir tesadüf.  Arkadaşım beni işitme engelli anaokuluna götürdü. Orada da onlara fon sağlamak adına film çekmek için bulundum. Kendime çok yakın hissettim onları. Oraya gittiğimde gördüğüm işaret dili beni inanılmaz etkiledi. Karşımda gördüğüm bir nevi danstı. Biz dansçı olarak kendimizi ifade etmek için hareketleri kullanıyoruz. Karşımda gördüğüm işaret dili de aynı şeyi yapıyordu. Hareketlerini kendilerini anlatmak için kullanıyorlardı.

 İşitme engelliler hakkında daha önce bilginiz var mıydı?

– Anaokuluna ilk gittiğimde deneysel bir film yapmıştım işitme engellilerle ilgili. Yaptığım o deneysel filmde işaret dilini dansı birleştirdim.  O filmden sonra destek aldım, işitme engelli bir lisede film yapımı dersi verdim.

İsrail ve Filistinli iki karakterin bir arada olması sorun yarattı mı?

– İlk başta ikisinde de ufak bir tereddüt vardı.  Aileler de korumacı davrandı. Ama daha çok ailelerin kültürel yapısından kaynaklanıyordu, bir noktada aileler de tanıştı. Aile olarak birçok ortak noktada buluştuklarını anladılar.

“Deaf Jam” belgesel filmi ile amacınıza ulaştınız mı?

-İşe başlarken belirli zorluklarınız oluyor. Bazılarını aşıyorsunuz, bazılarını aşamıyorsunuz her bir projede yepyeni zorluklar çıkıyor. Bazı şeyler işe yaradı, bazıları yaramadı ama elimden gelenin en iyisini yaptığımı, amacıma ulaştığımı düşünüyorum.  Belgesel yaptığınız zaman tamamıyla kontrol sizde olmuyor. Olanlara gelişmelere tepki veriyorsunuz.  Filmden en önemli farkı bu.

Filme gelen tepkiler nasıldı?

İşitme engelli öğrencilerle izlediğim zaman, bu karakterlerin rahat ve özgüvenli olması onlar için etkileyici oldu.

Yeni projeleriniz var mı?

-Evet var. Birkaç projem var. Bunlardan bir tanesinin desteğini almayı başardım ve bir koreografla çalışacağım. Türkiye de benim için çok aydınlatıcı oldu ve yeniden gelmek istiyorum.

 

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/3913
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Lieff: “İşaret dili beni inanılmaz etkiledi. Karşımda gördüğüm bir nevi danstı”

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Ankara’daydı

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Ankara’da çeşitli etkinliklerle kutladı. Anıtkabir’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kalkınma Projesi’ni ziyaret eden çiftçiler, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan forumda kürsüden seslendi: “Çiftçi doğduk, çiftçi öleceğiz.”

Kapat