Nevin Yıldırım davasında son karar haftaya verilecek

Isparta’nın Yalvaç ilçesinde kendisine tecavüz eden adamı öldürüp, kestiği başını köy meydanına atmasından yargılanan Nevin Yıldırım davasında son perdeye gelindi. Kadın mücadelesinin simge olaylarından biri olan davanın son aşamasına kadın örgütlerinden de destek geldi. Ankara Kadın Platformu’ndan bir heyetin de katıldığı duruşmada, Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi Başkanı Ali Altınkaya başkanlığında toplanan heyet, son kararı 23 Mayıs Cuma saat 09.00’da tebliğ edeceğini açıkladı. Yıldırım’ın avukatları duruşmada, yerel mahkemece verilen müebbet hapis kararının tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak beraatine, bu mümkün olmadığı takdirde haksız tahrik ve iyi hal indirimi altında değerlendirilerek, esastan bozulmasını talep ettiler.

İyi hal indirimi bir gülüşle kaçtı

Yargılama sürecindeki usule aykırılıklardan bahseden avukatlar, Nevin Yıldırım’ın yargılama sürecini anlattı ve müebbet kararının üzerine kurulduğu maktul yakını tanıkların çelişkili beyanlarına dikkat çekti. Avukatlar, heyete sundukları dosyada maktul Nurettin Gider’in Yıldırım’a tecavüz ettiği kanıtlayacak psikolojik değerlendirmelerin yer aldığı, Süleyman Demirel Üniversitesi tarafından hazırlanan tıbbi raporları da sundu. Gider’in Yıldırım’a yıllarca sistematik şekilde tecavüz ettiğini anlatan avukatlar, bir duruşma sırasında bir tanığa müstehzi şekilde güldüğü için iyi hal indiriminin uygun görülmemesini de eleştirdi. Tecavüzün gerçekleştiğini kabul etmeyen yerel mahkemenin ise yanlı ve cinsiyetçi bir karar verdiğini savunan avukatlar, mahkemelerde neredeyse istisnasız tüm erkeklere verilen iyi hal indirimlerinin Yıldırım’a vermemelerini adaletsizliği örnek davalarla gözler önüne serdi. Avukatlar, Yıldırım hakkında verilen müebbet hapis kararının TCK’nın 25 ve 27/2 maddeleri uyarınca kararın bozulmasını talep ettiler.

Avukat Bulduk: “Tutunacak başka dalımız yok”

Oturumun ardından Yıldırım’ın avukatlarından Nagihan Bulduk, davayı GÖRÜNÜM’e değerlendirdi. Alınacak kararın toplumun yargıya duyduğu güvenin sağlanması için önemine vurgu yapan Bulduk, şunları dile getirdi:

“Dosya daha önce 1’inci Ceza Dairesinin önüne gelmişti . İşin çok da esasına girilmeden, kısmi olarak farklı gerekçelerle bozma yapılmıştı ama sonrasında yerel mahkemede bozma sebebine uygun bir araştırma yapılmadı. Öyle bir araştırma yapılmadığı gibi bizim taleplerimize uygun bir araştırma da yapılmadı. ‘Tecavüze uğradım’ beyanının incelenmemesi, haksızlığı ve ön yargıyı ortaya koyuyor. Çocuğunu istismar eden bir babaya gelecek yaşamı gözedilerek iyi hal indirimi yapılırken, mahkemenin cezaevine girdikten sonra ortaokulu, liseyi bitiren üniversite sınavlarına hazırlanan Nevin’e hiç indirim yapılmaması bu ön yargının sonucu. Gördüğümüz tablo şu; Ne yazık ki gerçek adalet değil; erkek adalet Nevin’de vuku buldu. Hukuka olan inancımızı kaybetmemek; cinsiyet ayrımı yapmaksızın hukuk kurallarının herkese eşit uygulanacağı umutlarımızı yeşertmek için mahkemenin vereceği karar çok önemli. Bir onama kararı verilmesi halinde, ne mahkemelere inancımız kalacak ne güvenimiz. Norveç gibi gelişmişlik düzeyi yüksek ülkelerde bile 10 kişiden 3’ü cinsel saldırıya maruz kaldığı halde konuşmazken; bunların yüzde 29’u bunların açıklanmasını istemiyor. Hatta pek çoğu olayı hiçbir makama intikal ettirmeden hayatını sona erdirirken, Türkiye gibi gelişmişlik düzeyinde oldukça geride olan, namusun kadın bedeni üzerinden şekillendiği bir ülkede, karar onanırsa bu durum kadını iyice çıkmaza sokar. Umarım yargı vereceği kararla bu düzeni değiştirecektir, buna inanmak istiyoruz. Çünkü hem hukukçu olarak hem kadın olarak tutunacak başka dalımız yok.”