Prof. Dr. Güner: “Amacımız, doping kullanmayan sporcuların hakkını korumak”

Dopingle Mücadele Medya Atölyesi’nin ilk gününün ikinci oturumunda Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu (TDMK) Genel Koordinatörü ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüştü Güner, “Hekim Bakış Açısıyla Doping ve Dopingle Mücadele” başlıklı bir sunum yaptı.

Dopingin, Dopingle Mücadele Kurallarında belirlenen kuralların ihlalinin gerçekleştirilmesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Rüştü Güner, dopingin haksız rekabete yol açtığını, sağlık sorunlarına sebep olduğunu ve dopingle yakalanan sporcuların ülkelerinin prestijini zedelediğini söyledi. Güner, “Amacımız doping kullanmayan temiz sporcuların hakkını korumak” dedi. Dopingin hemen hemen her organ sisteminde yan etkide bulunabileceğini ekleyen Güner, dopingin kadın ve erkeklerde sebep olduğu etkilerden bahsetti.

“İdrar örnekleri 10 yıl boyunca saklanabiliyor”

Bütün ilaç ve besin destek ürünlerinin sporcular için yasak olmadığını, yasaklı maddelerin kural ihlalleri arasında yer almasını gerektiğinin vurgulayan Güner, yasaklı maddelerin “hiçbir dönem kullanılamayan”, “müsabaka dönemi yasaklanan” ve “bazı özel spor dallarında kullanımı yasaklanan” olmak üzere üçe ayrıldığını söyledi.  Sporcuların bu kurallara uyup uymadığını tespit etmek üzere yılın her günü denetim yapıldığını kaydeden Güner, yapılan idrar örnekleriyle sporcunun doping kullanıp kullanmadığının tespit edildiğini belirtti. İdrar örneklerinin -30 C’de 10 yıl boyunca saklanabildiğini ve böylece yeni analiz yöntemleriyle geriye dönük inceleme yapılabileceğini dile getiren Güner, sporcunun idrar örneğinde doping bulunması durumunda ise idrar örneği ve analiz tarihi arasındaki sürede sporcunun kazandığı ödüllere el konulduğunu söyledi.

Fotoğraf: Emre Akcebe

“Sporcu vücuduna giren her şeyden sorumludur”

Güner ayrıca, sporcunun başkası tarafından verilen doping maddesini kasıtsızca kullansa bile sorumlu olacağını belirterek, “Sporcu vücuduna giren her şeyden sorumludur” dedi.

Sporcuların Doping Kontrol Örnek Verme İşlemini reddetmesinin doping kullanımı olarak kabul edildiğini de sözlerine ekleyen Güner, 12 ayda iki kere yer bildiriminde bulunmayan ve bir kere de bildirdiği yerde bulunamayan sporcunun kural ihlali yaptığını ve 2-4 yıl arasında spordan men edilme cezası alacağını kaydetti. Güner, sporcuların doping kullanıp kullanmadığının şüphesinin ise önceki yıllardaki derecelerin karşılaştırılması ve sık sık yurt dışı seyahatleri çıkılmasıyla oluştuğunu söyledi.

“İletişimciler doping kelimesinin kullanımına dikkat etmeli”

Güner, dopingle mücadele konusunda iletişimcilerin de büyük rolü olduğunu vurgulayarak,  “Dopingle mücadele için iletişimciler doping kelimesinin kullanımına dikkat etmeli. Medyada spor dışı alanlarda doping kelimesinin teşvik kelimesiyle aynı anlamda kullanılması insanlardaki doping algısını olumluyor” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Güner’in sunumunun ardından, Alman Dopingle Mücadele Ajansının hazırladığı “Heidi’nin En Uzak Atışı” belgeseli gösterildi. Belgeselde, Doğu Almanya’ya 1986 Avrupa Atletizm Şampiyonasında altın madalya kazandıran gülleci Heidi Krieger’ın, doping kullanması sonucunda hormon sisteminin bozulması ve 1997’de ameliyatla cinsiyet değiştirerek Andreas adını alması anlatılıyor.

Belgesel şu adresten Türkçe altyazılı izlenebilir: http://www.andreas-krieger-story.org/tr/