Prof. Dr. Levent Ertuğrul İnan: “Ağrı kontrol edilebilir bir duygudur”

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Ertuğrul İnan, Ankara Tabip Odası’nın konuğu oldu. “Ağrıya Güncel Yaklaşım” konusunu anlatan Prof. Dr. İnan’ın sunumunu kalabalık bir grup dinledi. Prof. Dr İnan, ağrıyı, “Ağrı, vücudun herhangi bir yerinde kaynaklanan gerçek ya da olası bir doku hasarı ile birlikte bulunan insanın geçmişteki deneyimleriyle ilgili duyusal efektif ve hoş olmayan bir duygudur” ifadeleriyle tanımladı.

“Eğitim ağrı kontrolünde önemlidir”

Süresine, etyolojik faktörlere, yerleşim yerine ve nörofizyolojik olarak ağrıyı dörde ayıran Prof. Dr. İnan, bunların da kendi içerisinde de ayrıldığını belirtti. Ağrı kontrolünde eğitiminin önemli rol oynadığını söyleyen İnan, “Dikkatin devamlılığı ve eğitim ağrı kontrolünde önemlidir. Bilişsel davranışçı terapi uygulanırken ağrı üzerinde kontrolünüzü arttırabiliyorsunuz. Çünkü ağrı kontrol edilebilir bir şey. Ağrıyı bilinçli bir şekilde ortadan kaldırabilirsiniz. Ağrı duyusu baskılanabilir bir duyudur” şeklinde konuştu.

İlerleyen yıllardaki çalışmalarda ağrı ile ilgili pek çok şeyin fark edildiğini kaydeden İnan, kapı kontrol teorisinin de yeterli olmadığını açıklayarak, “Ağrının beyinden aşağıya modüle edilebilir olduğu fark edildi” dedi. Kapı kolu teorisinin yerini alan nöromatriks teorisini anlatan Prof. Dr. İnan, ağrı algısı üzerinde pek çok faktörün etkili olduğunu söyledi. Teoriye göre, kişinin ağrıyı, beyninin birçok bölgesinden kaynaklanan bilişsel, duyusal ve algısal bir kompleks olarak yaşadığını öngörmekte olduğunu anlattı.

Son olarak, bilişsel davranışçı terapiden bahseden Prof. Dr. İnan, bu terapi yönteminin daha akılcı ve gerçekçi düşünerek ağrıyı kontrol etmeye yardımcı olduğunu kaydetti. İnan şöyle konuştu: “Karşı karşıya geçerken bir araç aniden geldi fren yaptı ve önünüzde durdu. Ağrı da bir olay, bir aracın size çarpacak kadar yaklaşması da bir olay. Siz bu olayı yaşadığınızda bir düşünce duygu daha ortaya çıkıyor ve ondan sonraki kısımda düşünceleriniz oluşuyor. Bir ağrı yaşanırken de bunun düşünce boyutu vardır. Bu duygu ve düşüncelerin değiştirilerek yeniden yapılandırılmasıyla duygu durumunuz değişiyor. Bilişsel davranışçı tedavi de bu düşünceleri değiştirerek davranışları şekillendiriyor.”

“Ağrıya için gelen hasta popülasyonu çok yüksek”

Etkinlik sonrası aile hekimi asistanı, Ali Can Bağdır etkinliğe yönelik sorularımızı yanıtlayarak, “Aile hekimliğinde klinik tecrübelerimize göre ağrı için gelen hasta popülasyonu çok yüksek. En fazla yazdığımız ilaçların başında da ağrıyla ilgili ilaçlar geliyor. Böyle bir konunun Tabip Odasında konuşulması hoşuma gitti. Burada bilişsel davranışçı terapiye farkındalığımız arttığı için ağrıya olan yaklaşımımızda değişiklikler olacağını düşünüyorum. Olumsuz olarak da, ağrıya genel yaklaşım yalnızca bilişsel davranıştan ibaret değil. Belki zamandan dolayı yalnızca bu konuşuldu. Ağrıya genel yaklaşım biraz da klinik bazında konuşulsa güzel olurdu” ifadelerini kullandı.

“Akademik bir sunum oldu”

Ankara Tabip Odası Üyesi Dr. Gülgün Kıran düzenlenen etkinliğe ilişkin, “Biz aslında daha birinci basamak dediğimiz genele yönelik bir sunum beklemiştik ama akademik bir sunum oldu. Bizler için çok fazla mutlu edici bir şey. Mezuniyet sonrası eğitime de ihtiyacımız var ama bizim atölyelerimizin çoğu birinci basamak aile hekimliği alanlarında çalıştığı için biraz daha oraya yönelik olması daha iyi olurdu diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.