Tahincioğlu ve Göktaş, kitaplarını imzaladı

Milliyet Gazetesi muhabiri Gökçer Tahincioğlu ile Vatan Gazetesi muhabiri Kemal Göktaş’ın hazırladığı “Bu öğrencilere bu işi mi öğrettiler?” adlı kitabın imza töreni, 14 Aralık Cumartesi günü Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda (UM:AG) yapıldı.

Tahincioğlu: “İktidar, sokak hareketlerinden hoşlanmıyor’

Kitabın yazıldığı süreçte, kitaba birkaç bölüm daha eklenebilecek kadar olay olduğu belirten Gökçer Tahincioğlu, 2007’den sonra başlatılan operasyonlar döneminin geçmiş yıllara oranla farklı yöntemler uygulandığı ve özellikle soruşturmalar dönemi içerisinde öğrencilere yönelik baskıların çeşitlendiğini ifade etti. AKP iktidarının öğrenci hareketine tahammülü olmayan bir tutum sergilediğini belirten Tahincioğlu, iktidarın gerçekleştirdiği seri operasyonlarla öğrencileri susturduğunu söyledi. Tahincioğlu, sistemli olarak sokağa çıkanların ya da sokağın bir dili olduğunu söylemeye çalışanların bazı uygulamalarla ortadan kaldırılmaya ve görünmez kılınmaya çalışıldığını kaydetti.

AKP’nin ikinci iktidar döneminde öğrencilere karşı baskıların değiştiğini vurgulayan Tahincioğlu, “Gerçekleştirilen seri operasyonlarla öğrenciler içeri alınıyor. Merkez tarafından hazırlanan pilot iddianamelerle kişiler 8-10 ay gibi sürelerle hapis yatıyor” diye konuştu. Tahincioğlu ayrıca, “Sadece geleneksel olarak yaşatılan THKP-C,THKP-O gibi yapılarla ilişkilendirilerek örgütsel bir yapının da zemini hazırlanıyor” dedi.

Tahincioğlu, pankart asma, devletin, slogan atma, birisiyle yan yana yürüme ve birisinin cenazesine katılma gibi olaylarla ilgili 1990’lı yıllardaki tutumuyla AKP dönemi arasında büyük fark olduğunu belirtti. Tahincioğlu, son yıllarda kitaplarda yer alan ifadelerin ve telefon dinlemelerinin de iddianameye girdiğini dile getirdi.

“Gezi Direnişi’nin bir öğrenci hareketi olduğunu düşünüyorum”

Gezi Direnişi’nin bir öğrenci hareketi olduğunu düşünen Tahincioğlu, direnişin en güçlü temsilcilerinin öğrenciler olduğunu ve sanılanın aksine gençlerin son derece politik, ne istediğini bilen bir tavırla sokağa çıktığı da ifade etti.

Göktaş: “Günümüzün ÖYM’leri, geçmişin DGM’leridir”

Kitabın diğer yazarı Kemal Göktaş da muhalefete karşı uygulanan baskıları ve hukuk sistemini eleştirdi. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de muhalefetin “düşman” olarak algılandığını belirten Göktaş, 2007’den önce faal durumda bulunan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM), muhalefete karşı bir baskı aracı olduğunu kaydeden Göktaş, “2007 yılında kurulan Özel Yetkili Mahkemeler ’in (ÖYM) DGM’lerden bir farkı yoktur. TCK’nın 2005 yılında değişimiyle birlikte vahim uygulamalar başladı. Muhatabı doğrudan yargılayan yargı sistemi geliştirildi” dedi.

Oda TV ve ÇYDD davalarıyla hukuk sistemi sorgulanmaya başlandı

Göktaş siyasal-ideolojik grupların, öğrencilerin ve toplumun diğer muhalif kesimlerinin, büyük ve sonucu belli olmayan davalarla susturulmaya çalışıldığını ifade etti. Oda TV ve ÇYDD davalarındaki yaşanan hukuki sorunların, hukukun meşruiyetini sorgulamaya açtığını belirten Göktaş, ilerleyen zamanlarda büyük davalara yönelik tahliyelerin olabileceğini düşündüğünü dile getirdi.