1 Kasım 2024, Cuma - 19:21

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Tekelioğlu: “Persona Non Grata sektörün üç boyutlu selfie’sidir”

Tarih: 12 Mayıs 2015

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 274

Gazeteci, yazar, televizyoncu Tuluhan Tekelioğlu’nun ses getiren “Persona Non Grata” belgeseli dün İLEF’te gösterildi. Tekelioğlu, genel izleyici ile ilk kez İLEF’te buluşan belgeselin gösterimin ardından GÖRÜNÜM’ün sorularını yanıtladı. Tekelioğlu, bu belgeselle sektörün 3 boyutlu selfie’sini çekmeyi amaçladıklarını söyledi. Gelen eleştirilere ise “Kimsenin kafasına tabanca dayayıp konuşturmadım” diye yanıt verdi.

Dün İLEF’te, Mahmut Tali Öngören Sinema Salonu’nda ilk kez genel izleyici ile buluşan belgesel, İsveç Başkonsolosluğunun maddi desteğiyle 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü için çekildi. Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde İsveç Başkonsolosluğunda özel gösterimi yapılan belgeselin yapımcılığını Bağımsız Gazetecilik Platformu P24, yönetmenliğini ise Tuluhan Tekelioğlu yapıyor.

İLEF’teki gösterimin ardından, belgesel hakkında görüşlerini izleyicilerle paylaşan Tekelioğlu, amacının “sektörün 3 boyutlu selfie’sini çekmek” olduğunu söyledi. Tekelioğlu, belgesele dair eleştirilere ilişkin de şunları kaydetti: “Burada gördüğünüz insanlar eşit mağduriyetlerde değil, diye eleştirenler oldu bizi. Nasıl o insanları aynı listeye koyarsınız, dediler. Ben tam tersine bunu yapmaya, tezatlığı göstermeye çalıştım. Bir zamanlar iktidara yakın olan gazetecilerin de yüzleşmeleri var. 3 kuruş maaşa çalışan da var, 700 bin dolara ev alan da.”

Fotoğraf: Seyfettin Ersöz

Fotoğraf: Alp Eren Kaya

“Ben kimsenin kafasına tabanca dayayıp konuşturmadım”

Tuluhan Tekelioğlu, gösterimden sonra belgesel hakkında ilk kez konuştu. GÖRÜNÜM’ün sorularını yanıtlayan Tekelioğlu, Persona Non Grata’nın bilinmeyen öyküsünü de anlattı. Tekelioğlu ayrıca Persona Non Grata 2’nin de çekileceğini söyledi.

  • Belgeseli çekme fikri nasıl oluştu?

Gezi olaylarından sonra, özellikle 2013’ten beri çok sayıda insan, çok sayıda gazeteci siyasi baskılar sonucu bir kıyıma uğradı. Bu sayı 2 yıldır 100’leri aştı, bine ulaştı, deniliyor. Ancak elimizde net bir sayı yok. Sansürün yeni adı, gazetecileri işsiz bırakma. Dolayısıyla, ben medyanın bugününü gözler önüne serdim, Gezi’den bu yana yaşadığımız durumu fotoğrafladım.

  • Belgesel için kaynak nasıl sağlandı?

İsveç Başkonsolosluğu, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde yapılacak Mehmet Ali Birand’ı anma etkinliğinde gösterilmesi için destek oldu filme. Persona Non Grata, o etkinliğin bir parçası olarak gösterildi. Sponsorumuz İsveç Başkonsolosluğudur. Başkonsolosluk, derneklerle çalıştığı için hibeyi P24’e verdi, P24 de filmin yapımcısı oldu.

Filmi YouTube’ye verdikten sonra, etkisi bir anda Türkiye’yi sardı. Bu bir belgeseldir, Türkiye’de belgeseller bu kadar izlenmez, biliyorsunuz. Persona Non Grata’yı günde 3 bin kişi izliyor. Biz bir tartışma ortamı açtığımızı düşünüyoruz. Olumlu ya da olumsuz eleştiriler hiç eleştiri olmamasından çok daha iyi. Herkes kendi mağduriyetinden görüyor… Aslında biraz mesafe alıp 360 derece bakmamız gerekiyor medyanın bugününe.

Fotoğraf: Seyfettin Ersöz

Fotoğraf: Seyfettin Ersöz

“Gazetecilerin kendileriyle yüzleşmesinin filmi bu”

  • Belgeselin bu kadar ilgi görmesi şaşırttı mı sizi?

Hayır. Bir kere, gazetecilerin kendileriyle yüzleşmesinin filmi bu. Birtakım eleştirilerin geleceğini zaten tahmin ediyordum. Halkın beğenisi ve takdir etmesi benim için önemlidir. Belgeseli bizden, gazetecilerden daha fazla halk izliyor. Özellikle gençler tarafından izleniyor ve paylaşılıyor. İnsanlar belgeseli sosyal medya hesaplarında paylaşıyor. Son derece geniş, adına ve ruhuna uygun bir yayılma şekli var Persona Non Grata’nın. Bu belgesel, okulumun 50. kuruluş yılına hediyemdir. Çünkü sol gelenekten gelen bir okuldan, İLEF’ten mezun oldum.

Bu okuldaki hocalar, idealist öğrenciler yetiştirir. Ben de bu idealizmle İstanbul’a gittim. Ben, 21 yıldır merkez medyada çalışan biri olarak, gördüklerimi fotoğraflardım. Sansür sadece bugüne ait değil, geçmişte de vardı. Sansür günümüzde daha çok var ama bugün daha çok siyasi baskı ile bunun adı işsiz bırakma oldu. Dolayısıyla, burada aslında çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Mezun olacak insanların haklarını gözeterek basında yer almaları lazım. Sendikal hakların korunması gerektiğini düşünüyorum.

Fotoğraf: Seyfettin Ersöz

Fotoğraf: Seyfettin Ersöz

“Ben kimsenin kafasına tabanca dayayıp konuşturmadım”

  • Gazetecilerden gelen çeşitli eleştiriler var belgesel hakkında. Onlara dair bir şey söylemek ister misiniz?

Ben kimsenin kafasına tabanca dayayıp konuşturmadım. Belgeselde herkes kendi isteğiyle ve özgürce konuştu. Konu işsiz bırakılan gazetecilerdir, doğru. Ama ben, sadece işsiz bırakılan gazetecilerle kendimize ağlayan bir belgesel yapmak istemedim. Biz bugün ne durumdayız, nasıl bu hâle geldik? Siyasi baskı ile uğradığımız mağduriyet sadece iktidardan kaynaklanmıyor. Biz 90’lı yıllarda kendi sendikal haklarımızdan feragat ettik. Şunu söylemek isterim: Bir dayanışma içinde değiliz biz gazeteciler. Dayanışma içinde olmamız şart ve bunun için geç kalmış değiliz. Umudumuz var. Bu film, basın özgürlüğüne yeniden sahip çıkmak için bir başlangıçtır. Bu filmle belki Pandora’nın kutusunu açmış olabiliriz. Biz bu filmi sadece kendimize, yani yalnızca gazetecilere yapmadık. Hedef kitlemiz gazeteciler değildi, çünkü biz birbirimizin ne olduğunu biliyoruz. Şu an yüzdüğümüz suyun ne kadar kirli olduğunu biliyoruz. Biz kamerayı aldık ve kendimize çevirdik. Persona Non Grata, günümüzdeki medyanın 3 boyutlu selfie’sidir. Dolayısıyla, bu filmi böyle izlemek lazım. Belgeselde, sektörü oluşturan emekçiler; muhabirler, editörler, fotomuhabirleri konuşuyor. Profesyonel yöneticiler de konuşuyor. Bu profesyonel yöneticilerden bazıları zamanında iktidara yakın isimlerdi. Üçüncüsü de, bu belgeselde patronlar konuşuyor. Biz bir sektörü tüm segmentleriyle ele aldık ve bir fotoğraf çıktı ortaya. Bu resmi ben çizmedim. Ben sadece medyanın günümüzdeki sefaletinin fotoğrafını çektim.

  • Yeni projeler var mı?

Persona Non Grata’nın ikincisini çekeceğiz, ancak başka bilgi veremem, sürpriz olacak.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/6848
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Tekelioğlu: “Persona Non Grata sektörün üç boyutlu selfie’sidir”

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Ankara’daydı

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Ankara’da çeşitli etkinliklerle kutladı. Anıtkabir’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kalkınma Projesi’ni ziyaret eden çiftçiler, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan forumda kürsüden seslendi: “Çiftçi doğduk, çiftçi öleceğiz.”

Kapat