Bulvarda 21 metre göçük oluştu
Haziran ayında İnönü Bulvarı’nda göçük sonucu bir kişinin hayatını kaybettiği metro kazasının ardından Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde de göçük meydana geldi.
Haziran ayında metro çalışmalarının yapıldığı alanda meydana gelen göçükle birlikte yeniden gündeme gelen Ankara metrosu hakkında Meclis araştırma önergesi veren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Levent Gök, Ankara halkının yıllarca kandırıldığını ve inşaatın çürümeye terk edildiğini söyledi.
1994 yılında Ankara Ana Ulaşım Planı’nın Büyükşehir Belediye Meclisi’nce kabul edilmesinin ardından Kızılay-Çayyolu güzergâhının metro yapılacağı gerekçesiyle Danıştay ve Sayıştay gibi kamu binalarının bu bölgeye taşındığını aktaran Gök, böylece bu bölgenin nüfus yoğunluğuna açıldığını söyledi. Kızılay-Çayyolu metrosunun tüm zemin etüdünün de bu plana göre yapılmasına rağmen yerel seçimlerle birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen İ. Melih Gökçek’in bu projeyi rafa kaldırdığını belirtti.
“Üç hattan aynı anda başlama fikri yanlıştı”
O dönem SHP Ankara İl Başkanlığı görevini yürüttüğünü söyleyen Gök, üç ayrı hattın aynı anda yapılmaması yönündeki uyarılarına karşın Gökçek’in bu uyarıları dikkate almadığını ve Batıkent-Sincan, Ulus-Keçiören ve Kızılay-Çayyolu hatlarının yapımına eş zamanlı olarak başladığını dile getirdi. Gökçek’in her seçim öncesi “Şu tarihte metroları açıyorum, bu tarihte metroları açıyorum” diyerek Ankara halkını sürekli kandırdığını ifade eden Gök, başkanın kaynak bulamayınca iktidara sığındığını belirtti. İktidarın da 2007 yılında ilk kez bir belediye başkanını kurtarmak için doğal gaz piyasası hakkındaki kanun değişikliği teklifini getirerek Ankara’nın, Büyükşehir’in EGO’sunun en önemli gelir kaynağı olan Başkentgaz’ı özelleştirme sürecini başlattığını ekleyen Gök, “Bu kanunda EGO’nun borçlarının ödeneceği ve elde edilen kaynakla metro çalışmalarının yapılacağı öngörülmüştür. Ancak Gökçek’in 3 milyar dolar getireceğini ifade ettiği Başkentgaz’ın özelleştirilmesi üç kez ihaleye çıkarılmasına karşın gerçekleşmedi” dedi.
“Metronun hükümete maliyeti 3 milyar dolar”
2000 yılında çıkarılan bu kanunla birlikte Başkentgaz’ın yüzde 80’inin özelleştirilmesinin öngörüldüğünü belirten Gök, yapılan özelleştirmelere rağmen metro inşaatlarının satılamadığını söyledi. Üç kez ihaleye çıkarılmasına rağmen verilen teklifin 1 milyar 610 milyon dolar olduğunu ve bu tekliflerin ödenmediğini söyleyen Gök sözlerine şunları ekledi: “Metro yapımı için verilen teklifler ödenmeyince metro tıkanma noktasına geldi. Bakanlar Kurulu da bu sorunu çözmek için aldığı kararla metroların yapım işini Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na devretti. 2007 yılında çıkan Başkentgaz Kanunu’nda metroya kaynak aktarılacağı gerekçesiyle yapılan özelleştirmenin, artık gerekçesi de kalmadı çünkü Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı metroları devraldı ve bunun hükümete maliyeti tam 3 milyar dolar oldu.”
“21 metrelik göçük gerçekleşti”
Öte yandan yaşanan göçük sonrası İnşaat Mühendisleri Odası’nın yaptığı incelemelerde 21 metrelik göçüğün ve birçok sarsıntının meydana geldiğinin altını çizen Gök, göçük sonrasında 50 kamyon taş dolgu malzemesinin o alana doldurulduğunu belirtti. Olay sonrası jeoloji mühendislerinin de bilimsel araştırma yapmasını gerektiğini söyleyen Gök, “Şimdi bu göçüğün nedenlerinin incelenmesi gerekiyor. Altından akan Dikmen Deresi’nin ve yağmur sularının ıslahının yapılıp yapılmadığı, on yıldır atıl duran bu inşaat çalışmalarında bakımın yapılıp yapılmadığı cevaplanması gereken sorular olarak duruyor. Olay sonrasında Gökçek, bunca yıllık sorumluluğunu bırakarak topu Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı’na attı” dedi.
Ankaralıların ulaşım açısından başka alternatif kaynaklarının da olmadığını dile getiren Gök sözlerine şunları ekledi: “Ankara’nın ana arterleri bellidir, Ankaralılar ulaşım olarak burayı kullanmak durumundadır. Böylesine önemli bir konuya AK Partili milletvekilleri de katkıda bulunmalıdır. Özellikle, Melih Gökçek, topu Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı’na attıysa Bakan’ın çok daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü bunca yıldır atıl duran inşaattan Bakan’a, siz, ‘Sorumlu odur’ diyerek işin içinden çekilme şansını kendinizde bulabilir misiniz? Metroda ne oldu, ne bitiyor, bunları araştırmak durumundayız.”
Kampüste üç defa göçük oluştu
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi içinde üç ayrı noktada meydana gelen göçük panik yarattı. Meydana gelen göçükler eğitimin aksamasına neden olurken üniversite yönetimini de harekete geçirdi. Çalışmalar tamamlanmadan binaya öğrenci alınmayacağını belirten Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak şunları söyledi: “Göçük olayı fakültemiz sınırları dâhilinde üç defa yaşandı. Bir tanesi tarlanın içinde, bir tanesi otopark kısmında, diğeri ise Bahçe Bitkileri Bölümü’nün hemen yanında. Bu göçükler meydana geldiği anda biz gerekli yazışmaları yaptık. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan bize gelen yazıda, öğrencilerin bir gün süreyle okula alınmaması belirtildi.”
“Çatlaklar var”
“Ancak biz dekanlık olarak bunun yeterli olmayacağını düşündük ve çalışmalar bitene kadar Bahçe Bitkileri binasının içine öğrenci almamaya karar verdik. Çünkü yaz okulunda okuyan öğrencilerimiz ve eğitim veren öğretim üyelerimize henüz net bir açıklama yapamıyoruz” şeklinde konuşan Dekan, göçük nedeniyle yaşanacak mağduriyetten üzüntü duyacaklarını açıkladı. İlk gözlemlerinin yetersizliğini vurgulayan Çolak, “İçeriden yaptığımız ilk gözlem sonucu herhangi bir şey görmemiştik ancak sonradan fark ettik ki bina dışında çatlaklar var.”
“Gerekli testler yapılmalı”
Taşeron firma yetkililerinin dışarıdan olaya müdahale ettiğini belirten Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu an için yetkililer, göçük olan yerlere 200 ton beton boşalttıklarını söyledi. Ben işin teknik kısmını bilmiyorum. Göçük olayıyla ilgili benim teknik veriler söylemem doğru olmaz. Ancak en son çıktığım Moskova gezisinde dikkat ettiğim bir konu vardı. Orada bulunan metro hatları yerin yaklaşık 100 ila 150 metre altındaydı. Gördüğüm kadarıyla ülkemizde yaklaşık olarak 50 metre aşağıdan geçiyor. Bundan kaynaklanan bir problem varsa araştırılmalı.”
“Biz üzerimize düşeni yaptık”
Üzerlerine düşen görevi yerine getirdiğini belirten Çolak, “Biz gerekli olan yazışmalarımızı eksiksiz yerine getirdik. Önce Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na, sonra bizim Yapı Dairesi Başkanlığı’na konu ile ilgili görüşlerimizi belirten yazıları gönderdik. Artık inisiyatif onlardadır. Bizim Dekanlık olarak tüzel kişiliğimiz olmadığı için yapabileceklerimiz sadece bu kadar” dedi.
“Öğrenci olsa, vahim olurdu”
Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nde okuyan bir öğrenci ise okullarında meydana gelen kaza için şunları söyledi: “Okulumuzun hemen yanında meydana gelen göçük bizi oldukça tedirgin etti. Hattın okulumuzun yanından geçtiğini biliyorduk ancak bahçemize kadar girdiğini çökünce anladık. Bir tane göçük meydana geldi, arkasından ikincisi oldu. Başka göçük olmayacağının garantisi yok. Çökme olan bölge tam geçiş noktamızda yer alıyor. Yaz dönemi olduğu için öğrenci yok, ama öğrenci olsaydı vahim bir durum yaşanabilirdi. Yaz okulu ve staj nedeniyle mecburen okula giriş çıkış yapmamız gerekiyor. Yaz okuluna gitsem çökme tehlikesi yaşıyorum, gitmesem kalabilirim. Ne yapacağımı şaşırdım.”
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/267
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Bulvarda 21 metre göçük oluştu
Bir cevap yazın