Ayrımcı dile karşı ortak çağrı
İletişim fakülteleri, siyasi partiler, medya ve sivil toplum örgütleri yaptıkları ortak açıklamayla, medyada kullanılan ayrımcı nefret diline karşı barış dilinin önemine dikkat çekti.
Yapılan açıklamada medyanın kullanmış olduğu savaş dili, ürettiği ürünlerin ifade özgürlüğünü aşıp nefret söylemine dönüşmesi, medyadaki engellemeler, saldırılar ve erişim engellemeleri eleştirildi. Zincirleme olarak yayılan nefret diline dikkat çekilen açıklamada, nefret dilinin toplumsal barışı yıkmayı amaçlayan kesimlerce saldırı amaçlı olarak kitleleri sokağa çıkarabildiği ifade edildi.
Hiçbir şiddetin meşru gözükmemesi gerektiği savunulan açıklamada, kimsenin ayrımcı bir dil kullanmaması için çağrıda bulunuldu ve toplumsal barışa sahip çıkma çağrısı vurgulandı.
Açıklamaya Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) dışında Alternatif Bilişim Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, DAĞ Medya, Disk Basın İş Sendikası, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gündem Çocuk Derneği, Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi, Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi, Kaos GL Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi, Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi de imza atarak destek verdi.
Açıklama metnin tamamı:
Tarih ve yakın zamanda Ortadoğu ve Balkan coğrafyasında yaşananlar göstermiştir ki savaş dili ve çatışmayı seçen toplumların payına düşen sadece trajedi ve acıdır. Toplumsal ayrışmayı destekleyen bir toplumsal bilinci besleyen her türlü söylemin her türlü iletişim aracıyla üretilmesini ve yayılmasını, toplumsal ve siyasal barış açısından tehlikeli buluyoruz. Birlikte yaşama hukukunu ve toplumun her bir üyesini birbirine bağlayan toplumsal sözleşmeyi yaralayan şiddet yüklü dil, daha fazla olumsuzluklara da kapı açar. İfade özgürlüğü sınırlarını aşıp nefret söylemine, ırkçılığa varan medya üretimleri bizi bir arada tutan toplumsal siyasal zeminin kaybolmasına neden olmaktadır.
Bu yüzden tüm medya mensupları yazdıkları her kelimenin kışkırtıcı veya yatıştırıcı etkisini hesap etmek zorundadır.
Diğer yandan medya mensuplarının üzerindeki siyasal-ekonomik baskı da özgür iletişim ortamının önünde önemli bir engeldir. Saldırıya uğrayan gazeteler ve gazeteciler, erişim engelleme kararları, gazetecilerin işsizleştirilmesi ifade özgürlüğü açısından karanlık bir dönemin işaretleridir. Bu ölümlerin ve çatışmaların yarattığı tahribatın kendini en çok gösterdiği yerlerden biri de kuşkusuz sosyal medyadaki kutuplaştırıcı içeriklerdir. Nefret dili zincirleme olarak yayılabilmekte, toplumsal barışı yıkmayı amaçlayan kesimler de bu ortamdan yararlanarak sadece saldırı amaçlı olarak kitleleri sokağa çağırabilmektedir.
Hiçbir sözlü ve fizik şiddet eylemi, hangi grup tarafından hangi gerekçeyle üretilirse üretilsin, meşru değildir. Türkiye kamuoyunu; medya aracılığıyla üretilen çatışmacı dile, ifade özgürlüğüne yönelik her türlü baskı ve tehdide, sosyal medyadaki ayrımcı dile karşı ortak bir tavır almaya davet ediyoruz. Kamuoyunu, akıl dilinde ortaklaşarak müzakere etiğinde buluşmaya ve toplumsal barışa sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/7862
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Ayrımcı dile karşı ortak çağrı
Bir cevap yazın