Gazeteci ve akademisyenler “özgür basın”ı konuştu
İLEF öğretim elemanları Prof. Dr. Çiler Dursun, Öğr. Gör. Gökhan Bulut ile fakültede dersler de veren Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri Kemal Göktaş ve ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay ODTÜ’de Özgür Basın panelinde konuştu.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmasının ardından, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Medya Topluluğu “Özgür Basın” paneli düzenledi. Cuma günü saat 17.45’te ODTÜ Fizik Bölüm U3 Amfisi’nde yapılan panelin konuşmacıları İLEF Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiler Dursun, Öğr. Gör. Gökhan Bulut ile fakültede dersler de veren Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri Kemal Göktaş ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay’dı.
Türkiye’de basın özgürlüğü tarihi, “gazeteci ve yazarların, aydınların öldürüldüğü, cinayetlerin tarihidir”
Medya ve siyaset ilişkisi üstüne konuşan ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, Kenan Evren’in gazeteciler için söylediği şu ifadeyi aktararak konuşmasına başladı: “İki gazeteciyi Kızılay’da sallandır, bak bunlar oluyor mu Türkiye’de?” Dündar ve Gül’ün tutuklandığı davada asıl sanığın Erdoğan ve iktidar olduğunu belirten Abakay, iktidarın medya konusunda “çok fazla suça bulaştığını” ifade etti. Erdoğan’ın uluslararası arenada düşünce, basın ve ifade özgürlüğü nedeniyle mahkûm olduğunu kaydeden Abakay, yargının önemli bir sınavda olduğundan şöyle bahsetti: “Yargı ya iktidarın ya da bağımsız, evrensel hukukun olacak. Ama ilk sınavda iktidarın yargısı olarak tarihe geçti.”
Türkiye’de basın, ifade özgürlüğü tarihi için “gazeteci ve yazarların, aydınların öldürüldüğü, cinayetlerin tarihidir” diyen Abakay, basının olduğu yerde direnişin de olduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı.
“İşi gücü bırakıp, örgütlerin arkasında sokağa çıkmamız gerekiyor”
İLEF’in Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiler Dursun, sunumunun başında, gazetecilerin “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyerek 13 yıl boyunca sustuğunu söyledi. İktidarın “akreditasyon” gibi var olan yöntemleri “daha sert bir şekilde” uyguladığını belirten Dursun, gazetecilerin sendikasızlaştırmaya “göğüs geremediğini” kaydederek, gazeteciler için “Hareket alanlarının daralmasına göz yumdular” değerlendirmesini yaptı. Toplumla gazeteciler arasında bir “yarık” olduğunu dile getiren Dursun, gazeteciler sokağa çıktığı zaman “İşi gücü bırakıp, örgütlerin arkasında sokağa çıkmamız gerekiyor” dedi. Toplumun “İslamcılar”, “Kürtler” ve “Türkler” olmak üzere üç gerçeklik alanından oluştuğunu ve bu gerçeklik alanlarının birbirinden “çok ayrıştığını” dile getiren Prof. Dr. Dursun, bir gerçeklik alanının uğradığı şiddete diğerlerinin kayıtsız kaldığını belirtti. Dursun, sözlerini “Otoriterliğe, totaliterliğe karşı hep birlikte durulmalı” diyerek sonlandırdı.
“Devletin resmi kadrolarının işledikleri cinayetlerle karşı karşıyayız”
İLEF’te Araştırmacı Gazetecilik ile Yargı ve İnsan Hakları Muhabirliği dersleri veren Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri Kemal Göktaş, Ankara’da ve Suruç’ta katledilenleri, öldürülen Tahir Elçi’yi, tutuklanan Dündar ve Gül’ü anarak söze başladı. Basına yönelik baskıların ve gazeteci suikastlerinin İttihat ve Terakki döneminde başladığını belirten Göktaş, söze “Devletin resmi kadrolarının işledikleri cinayetlerle karşı karşıyayız” diye devam etti. Dündar ve Gül’ün tutuklanma sebebi olarak gösterilen konuları ele alarak, “Bir şeyin sır olabilmesi için, onun ilk defa ortaya koyulmuş olması gerekir” şeklinde konuşan Göktaş, “Yargıtay içtihadına göre casusluk suçunun olması için diğer casuslarla bağlantılı olunması gerekir” dedi. Göktaş, “Kimse ölmeden, kimse parmaklıklar ardında kalmadan özgür bir ülkeyi kuracağımızı söylüyoruz” diyerek sözlerine sonlandırdı.
“İfade özgürlüğü bir mücadele alanıdır”
ÇGD Genel Sekreteri de olan İLEF Öğr. Gör. Gökhan Bulut da “ifade ve örgütlenme özgürlüğü” hakkında bir sunum yaptı. Gazetecilerin toplumsal karşılığı olan anlamlar yarattığının altını çizen Bulut, ifade özgürlüğünün bir “mücadele alanı” olduğunu kaydetti. Basının emek sermaye çelişkisinin gündelik formlarınının gizlendiği veya deşifre edildiği bir faaliyet alanı olduğunu kaydeden Bulut, gazetecilerin fikir üreten işçiler olarak, ifade özgürlüğü alanının fiili kullanıcıları olduğuna dikkat çekti. Bulut, gazeteciler açısından ifade özgürlüğü kavramının çalışma ve örgütlenme özgürlükleriyle bir arada düşünülmesi gerektiğini vurguladı. Bulut, basının siyasal mücadelenin hem alanı hem de aracı olduğunu dile getirdi.
Panel soru-cevap bölümünün ardından son buldu.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/9214
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Gazeteci ve akademisyenler “özgür basın”ı konuştu
Bir cevap yazın