3 Mayıs 2024, Cuma - 17:31

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Hatay’da yerel medya da enkaz altında

Tarih: 28 Aralık 2023

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 21

Ankara Üniversitesi’nden Gökhan Bulut ve Çağrı Kaderoğlu Bulut’un hazırladığı rapor, 6 Şubat tarihli depremlerin yerel medyada yarattığı etkiyi Hatay ili özelinde inceliyor.

Gazeteciler Cemiyeti’nin destekleriyle 9.Köy projesi kapsamında “6 Şubat Depremleri ve Yerel Medyanın Durumu: Hatay İl Raporu” hazırlandı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Öğretim Görevlisi Dr. Gökhan Bulut ve Araştırma Görevlisi Dr. Çağrı Kaderoğlu Bulut’un yazdığı raporda Hatay yerel medyasının depremden nasıl etkilendiğine ve bölgedeki gazetecilerin ihtiyaçlarına değinildi.

Hatay İl Raporu, 6 Şubat depremlerinin ardından yerel medya üzerine çalışılan ilk araştırma niteliğini taşıyor. Rapor; Dörtyol, İskenderun, Antakya, Samandağ ve Defne olmak üzere Hatay’ın 5 ilçesinde yapılan alan araştırmasının ardından hazırlandı. Depremden bir ay sonra yapılan saha çalışmalarında bölgedeki yerel medyada çalışan 13 gazeteci ve yöneticiyle Hatay’da görüşmeler yapıldı. Haber kurumlarının çalışma ortamları, yıkılmayan büro ve matbaalar araştırma kapsamında ziyaret edildi. Daha sonra yapılan online görüşmelerle 30’dan fazla yerel gazeteciden bilgi alınarak rapor hazırlandı.

“6 Şubat Depremleri ve Yerel Medyanın Durumu: Hatay İl Raporu” üç ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde deprem öncesi ve sonrası olarak karşılaştırma yapılabilmek için deprem öncesinde Hatay’daki yerel medyadan bahsediliyor. İkinci bölümde deprem sonrasında yerel medyanın durumu, yaşamsal ve habercilik sürecindeki sorunlar, destekler ve yerel medyanın motivasyon kaynakları inceleniyor. Son bölümde ise yerel medyanın ihtiyaçları, talepleri ve geliştirilebilecek politika önerileri sunuluyor.

“Hatay yerel medyası enkaz altında”
Hatay İl Raporu’nda deprem sonrası yerel medyanın durumunun daha iyi anlaşılması için Hatay ilinin deprem sonrasındaki durumundan söz ediliyor. Enkazların uzun süre kaldırılmaması, çöken altyapı, temel hizmetlerin tesis edilmemesi, yardımların aksaması, güvenliğin sağlanamaması gibi pek çok sorun Hatay’da görüldü. Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen bölgede su, barınma, ısınma, gıda ve hijyen gibi konularda sıkıntılar devam ediyor. Rapora göre kentte yaşanan bu büyük şok yerel medyayı da kapsadı. Hatay İl Raporu’nda görüşülen gazetecilere göre depremin ardından hayat adeta durdu, elektrik, iletişim, internet gibi altyapılar ve kentsel olanaklar tamamen çöktü. Gazeteciler, birbirleriyle dahi iletişim kuramadıklarını belirtti. Raporda deprem sonrasında yazılı basın, internet haber siteleri, radyo ve televizyon kanallarının neredeyse tamamen durduğu belirtiliyor. Depremin ardından Hatay’daki haber site ve kanallarının bir kısmı kapandı, kapanmayan gazeteler ise internetten sosyal medya paylaşımlarına geçerek veya yayım periyodlarını düşürerek yayınlara geri döndü. Raporda görüşülen gazeteciler süreci “Hatay yerel medyası enkaz altında kaldı” şeklinde belirtiyor.

Depremin yerel medyada yarattığı etkiler 4 başlıkta sıralandı
6 Şubat Depremleri ve Yerel Medyanın Durumu: Hatay İl Raporu’nda depremin yerel medya yarattığı etkiler 4 başlık altında inceleniyor. Bunlar yaşamsal sorunlar, habercilik sürecindeki sorunlar, desteklere ilişkin sorunlar ve yerel medyanın motivasyon kaynakları olarak sıralanıyor. Tüm Hatay halkı gibi gazeteciler de deprem sonrasında öncelikle kendilerinin ve yakınlarının hayatta kalma mücadelesine odaklandı. Hatay’da dokuz yerel gazeteci hayatını kaybetti. Rapora göre deprem sonrası diğer tüm unsurlarda olduğu gibi yerel medya için de en büyük sorun barınma, su gibi yaşamsal sorunlardı.

Depremin ardından fiziksel olanakların ve ekipmanların kullanılamaz hale gelmesi, haber kaynaklarına erişimin ortadan kalması ve gazetecilerin hak ve özgürlüklerine yönelik ihlaller nedeniyle habercilik sürecinde sorunlar yaşandı.

Araştırmada görüşülen gazeteciler Basın İlan Kurumu’nun yardım konusunda daha etkin biçimde harekete geçmesi gerektiğini söylüyor. Raporda desteklere ilişkin sorunlar şöyle ifade ediliyor:
“Deprem öncesindeki yasal düzenlemeye göre, yerel idare birimleri 431 bin 810 TL’ye kadar ihalesiz alım yapabilmektedir. Kamu kurumları satın alacakları mal ve hizmet bedelleri bu rakamların üzerindeyse ihaleye çıkmak zorundadırlar ve bu ihalelerin resmi ilanlarını da yerel gazetelerde yayınlamaları gereklidir. Bilindiği gibi resmi ilan yayınlama karşılığında gazetelere ödenen bedeller yerel medyanın en önemli gelir kaynakları arasındadır. Deprem sürecinde ise ihtiyaçların hızlı temini için yerel idarelerin ihalesiz yapabileceği alım limitleri OHAL boyunca 5 milyon TL’ye yükseltilmiştir. Görüşülen gazetecilerin tümü bu değişikliğin deprem koşullarında yayın yapmaya çalışan yerel gazetelerin ‘resmi ilan gelirlerinin fazlasıyla düşmesi anlamına geldiğini’ ve ‘bu tarz destekler olmadığında ayakta kalabilmelerinin mümkün olmadığını’ vurgulamaktadır.”

Yapılan araştırmada gazetecilerin; mesleklerini yapabilecekleri koşulları en uç sınıra kadar zorlamaları, gazetecilik dışında bir şey yapmak istememeleri ve halkın asıl şimdi kendilerine ihtiyaç duyuyor olmaları yerel medyanın motivasyon kaynakları olarak ifade ediliyor.

Raporun sonuç bölümünde deprem sonrası Hatay yerel medyanın durumu şu şekilde özetleniyor:

“Hatay’da yerel medya, depremle birlikte ciddi bir yıkım yaşamıştır. Bu süreç Hatay medyasını bir yandan oldukça büyük sorunlarla karşı karşıya bırakırken diğer yandan ise zaten var olan kimi sorunların derinleşmesine neden olmuştur. Deprem öncesinde oldukça canlı bir yerel medya yapısına sahip olan Hatay’da deprem sonrası yerel medya yaşamsal alanda, habercilik sürecinde ve destekler konusunda ciddi sorunlarla baş etmek zorunda bırakılmıştır. Bu sorunların başında barınma ve kentte tutunma çabası gelmektedir. Yerel gazetecilerin önemli bir bölümü kentten ayrılmıştır. Kalanlar ise sınırlı imkânlarla habercilik yapmayı sürdürmeye çalışmaktadır. Habercilik konusunda haberin üretimi, dağıtımı ve finansmanı en büyük sorunlar olarak öne çıkmaktadır. Gazeteler yalnızca yıkımı yaşamakla kalmamış, ciddi oranda haber, okur ve gelir kaybına da uğramışlardır. Bu durum habercilik alanının, istihdamın ve geçim olanaklarının daralmasına yol açmıştır. Bu nedenle Hatay yerel medyası desteklerin yetersizliğini vurgulamakta ve başta BİK olmak üzere yetkili kurumlardan destek talep etmektedir. Buna karşın kentte haberciliği sürdürebilmenin en önemli motivasyon kaynağı, Hatay’a ve mesleğe olan bağlılık olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durumun yerel medyaya belirli bir toplumcu perspektif kazandırdığı da belirtilebilir. Hatay’da depremin ardından kentin ve yaşamın yeniden kuruluşunda gazetecilerin payının tahmin edilenin üzerinde olacağını varsaymak mümkündür. Bu koşullarda gazeteciliğin yeniden ayağa kaldırılması için siyasi iradeye ve ilgili kurumlara da
görevler düşmektedir.”

Yerel medya ve gazetecilerin ihtiyaçları doğrultusunda öneriler yazıldı

Türkiye’de deprem sonrası yerel medya üzerine yapılan ilk saha araştırması niteliği taşıyan raporda, Hatay’da yerel medyanın büyük bir yıkıma uğradığı ve var olan sorunların derinleştiği yazıyor. Çalışmada İhtiyaç, Talep ve Öneriler başlıklı bölümde deprem bölgelerinde gazeteciliği yeniden ve daha güçlü şekilde yeşertmek için yerine getirilmesi gerekenler belirtiliyor:

  • Gazetecilerin deprem bölgesinde faaliyet yürütebilmesi için öncelikle barınma sorunun çözülmesi şarttır. Temizlik, tuvalet ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılayabilecek konteynerler, mevsim şartlarına uygun temiz ve kullanılabilir durumda kıyafetler ve sağlıklı gıdalar düzenli biçimde sağlanmalıdır. Çadır, erzak, kıyafet ve hijyen malzemeleri, gazetecilerin ihtiyaçlarını gözeterek insan ve halk sağlığını koruyacak ve insan onurunu zedelemeyecek şekilde temin edilmelidir.
  • Asıl ve kalıcı olarak güvenli yapı ve çevrelerin inşa edilmesi, gazetecilik kurumlarının yayın hayatına döndürülmesi ve gazetecilerin mesleklerine güvenceli ve iyi şartlar altında devam edebilmesi sağlanmalıdır. Depremin ardından ortaya çıkan yıkımın bir kent/inşaat planlaması sorunu olduğu düşünüldüğünde yapılması gereken en önemli işin yalnızca depreme dayanıklı binalar değil aynı zamanda her açıdan yaşanabilir kentler inşa etmek olduğu belirtilmelidir. Kentteki gazetecilerden biri bu ihtiyacı “yeni bina yapmayın, yeni bir kent yapın diyerek ifade etmektedir.
  • Buna karşın böylesi bir talebin Türkiye koşullarında gerçekçi bir karşılık bulması hayli zor olduğundan depremin yol açtığı ölümlerin ve kayıpların en aza indirilmesi zorunluluğu kişilerin ve sivil toplum örgütlerinin çabalarına bırakılmış görünmektedir. Bu nedenle arama-kurtarma faaliyetlerinin merkezi iktidar ve yerel yönetimler tarafından yetkinlikle yürütülmesi gereğinin yanı sıra gazetecilerin enkazda hayatta kalma, enkazdan kurtulma, ilk yardım, arama-kurtarma gibi becerilere dönük temel bilgileri edinmeleri için gerekenler yapılmalıdır. Özellikle BİK eliyle bu tür programlar yürütülebilir ve gazetecilerin bu programlara katılımı desteklenebilir. Bu konuda gazetecilik meslek örgütlerinin de yapabilecekleri bulunmaktadır. Bu tür eğitimler verebilecek resmi ve özel kuruluşlarla protokollerin oluşturulması, yurt içi ve dışı projelendirmelerde bu becerilerin geliştirilmesine dönük programların hazırlanması amaçlanabilir.
  • Hatay’da yaşanan büyüklükteki gibi bir depremin ardından yıkılan veya kullanılmayacak durumda olan binalarla birlikte kurumlar, işyerleri, haber büroları, ekipmanlar, matbaalar, arşivler de büyük oranda yok olmakta, böylece çalışma yaşamı sekteye uğramakta ve gazetecilerin gelirleri kesilmektedir. Dolayısıyla kısa süre içinde yaşam giderlerinin karşılanabilmesi için maddi kaynak yaratılması ihtiyacı doğmaktadır. Gazetecilerin kaybolan ücret gelirlerinin yerine geri ödemesiz maddi desteklerin verilerek gündelik ihtiyaçlarını karşılayabilmelerinin yanı sıra uzun vadeli hak kayıplarının oluşmaması için de sigorta primlerinin ödenmesi sağlanmalıdır. BİK tarafından, tamamı veya bir kısmı geri ödemesiz ve bir süre ertelendikten sonra uzun vadelerle ödenebilecek hibeler ve kredi olanakları oluşturulmalıdır. BİK’in bu konuda da yapabilecekleri bulunmaktadır fakat siyasallaşmış yapısı nedeniyle hem bu tür bir planlamayı yapabilecek perspektifi hem de kaynağının olmadığı değerlendirilmektedir
  • Meslek pratiğinin yürütülebilmesi için özellikle ilk günlerde büyük oranda mobil cihazlara ve internet bağlantısına ihtiyaç duyulmaktadır. Hayatta kalabilen ve gazetecilik yapabilecek durumda olan gazetecilere, başta telefon olmak üzere internet bağlantısı, tablet, taşınabilir bilgisayar, bu cihazlarla birlikte kullanılabilecek mikrofon, kulaklık, ışık kaynağı ve güç kaynağı gibi ekipmanlar sağlanmalıdır.
  • Haber üretim sürecinde gazeteciler bir süre mobil imkânlarla mesleklerini yapmaya çalışmış olsalar da gazetecilik faaliyeti temel olarak bir büroya ihtiyaç duymaktadır. Gazetecilerin internet bağlantısı, bilgisayar ve diğer çeşitli ekipmanları kullanabileceği, görüşmelerini yapabileceği, haber yazımı, görüntü işleme gibi zamana ihtiyaç duyan çalışmalarını güvenli ve sağlıklı şekilde yürütebilecekleri konteynerler kurulması gereklidir. Barınma için kullanılan çadırlarda/konteynerlerde aynı zamanda bu tür işlerin yapılabilmesi mümkün değildir. Gazetecilik işlerinin yürütülebileceği olanaklara sahip bu tür portatif mekanların varlığı, kriz dönemlerinde çok daha önemli hale gelen, gazetecilerin birbirleriyle mesleki ve insani iletişim, irtibat ve dayanışma kurma olanaklarını da güçlendirecektir. Böylesi konteynerler dinlenme, tuvalet ve temizlik gibi ihtiyaçların giderilmesini sağlayacaktır. Çadır/konteyner kentlere yakın bölgelerde “basın merkezi” olarak kullanılabilecek alanlar oluşturulması gerekmektedir.
  • Yerel medya kurumlarının ihtiyaç duydukları makine ve ekipmanların yanı sıra gazeteler için kâğıt ve baskı maliyetleri, radyo ve televizyonlar için frekans kira bedelleri, internet portalları için de alan adı ve barındırma bedelleri söz konusudur. Bu maliyetler belirli bir süre BİK tarafından karşılanmalıdır.
  • Gazetecilik örgütleri tarafından yürütülen destek çalışmaları hızlandırılmalı, genişletilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
  • Haber üretimi önündeki resmi ve fiili engeller kaldırılmalıdır. Devlet otoritesi gazetecilerin güvenliğini sağlamalı, basın ve ifade özgürlüğünü güvence altına almalıdır.
  • Deprem bölgesinde yerel medya kurumları ve gazeteciler için yapılması gerekenler, mesleğin özgün nitelikleri ve işlevi bağlamında değerlendirilmelidir. Kentteki haberleşmenin sağlanabilmesi, bölgede yaşananların ve yaşayanların durumuyla ilgili doğru bilgilerin üretilmesi, ihtiyaçların karşılanmasına aracılık edecek bir enformasyon akışının gerçekleştirilebilmesi ve deprem bölgesi dışındaki kamuoyunun sağlıklı şekilde bilgilendirilmesi için gazetecilik faaliyetine ve gazetecilere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle deprem bölgesinde basın ve medya faaliyetlerinin sağlıklı şekilde gerçekleştirilebilmesi de sağlanmalıdır.

 

Sayı 133 – Sayfa 12

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/36108
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Hatay’da yerel medya da enkaz altında

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

“Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar” Konferansının ilk günü tamamlandı

Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği Medya Konferansı bugün başladı. Gazeteciler, akademisyenler ve hukukçular “gazeteciliğin dönüşümünü” tartışıyor.

Kapat