İLEF’te “Gösteri Hakkı ve Şiddetsizlik” paneli

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, “Gösteri Hakkı ve Şiddetsizlik” başlıklı panele ev sahipliği yaptı. 18 Aralık Perşembe günü, Ahmet Taner Kışlalı (ATK) Sanatevinde gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak yaptı. Panelde; gösteri hakkı, hak mücadelesini güçlendirme arayışları ve şiddetten arınmış eylem konularına değinildi.

Hakan Öndül: “Toplanma özgürlüğüne ilişkin yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor”

Panelin ilk konuşmasını gerçekleştiren Hakan Öndül gözlemlerinden yola çıkarak, toplanma özgürlüğü konusunda kamu otoriteleri ve yasaların, bu özgürlüğün kullanılmasını zorlaştıran düzenlemeler ve pratikler içerisinde olduğunu anlattı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin on birinci maddesinden örnekler vererek açıklama yapan Öndül, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ancak millî güvenlik ve kamu düzenini tehlikeye atacak durumlarda, kanunla sınırlanabileceğini söyledi. Toplanma özgürlüğü hakkının yürüyüşleri, özel alanları, cadde ve sokakları da kapsadığını belirten Öndül, “Kanunların bütününe baktığımızda, bu hakkın uygulanmasını neredeyse imkansız hale getiren sınırlamalar yer almakta” dedi. Öndül, “Toplanma özgürlüğüne ilişkin yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Polislerin eğitilmesi, yargının içtihatlara uygun davranması gerekiyor. Aksi takdirde haklarımız ve özgürlüklerimiz güvence altına alınmamış olur” diye konuştu.

Emel Kurma: “İfade ve itiraz hürriyetinin kısıtlandığı bir zamanda yaşıyoruz”

Gösteri hakkının ifade hürriyetinin doğal bir parçası olduğunu belirterek sözlerine başlayan Emel Kurma, bu hakkın insanlar için tekinsiz bir durumu işaret ettiğini söyledi. Toplumun önündeki en büyük meydan okumanın, hak ve özgürlüklerin toplumca sahiplenilmesi ve yaygınlaştırılması olduğunu belirten Kurma, konuşmasında eylemcilere uygulanan şiddette de değindi. Kurma, polis tarafından uygulanan şiddetlerin insanları korkuttuğunu, kısıtladığını dile getirerek, “İfade ve itiraz hürriyetinin kısıtlandığı bir zamanda yaşıyoruz. Bizim önümüzdeki en büyük zorluk, hak ve özgürlükler meselesini, insan hakları savunucularının sahipliğinden öteye taşımaktır” dedi. Gösteri hakkının da, diğer bütün haklar gibi dayanışma içerisinde gerçekleşebileceğini vurgulayan Kurma, ifade hürriyetinin toplumsal sahiplik zeminini arttırmak için çok büyük imkanlar sunduğunu sözlerine ekledi.

Şiddetten arınmış eylem

Panelin son konuşmasını gerçekleştiren Hakan Ataman, İzmir Savaş Karşıtları Derneğinden edindiği deneyimleri dinleyicilerle paylaştı. Temel hedeflerinden birinin şiddetten ayrılmış eylemler organize etmek olduğunu belirten Ataman, bunu ‘vicdanı red’ ve ‘sivil itaatsizlik eylemleri’ kavramlarıyla açıkladı. Ataman bu kavramları,eylemlerde kanuna uymamak ama bunu şiddetten arınmış bir şekilde gerçekleştirmek olarak tanımladı. Ataman, pratikte ters giden durumların varlığı sonucu, kanunlara itaat etmeyerek gerçekleştirilen eylemlerde, bireylerin provokasyonlara gelmemeleri, kendileri dışında karşı tarafı da düşünmeleri ve olumlu diyaloglar kurmaları gerektiği hakkında uyarılarda bulundu. Televizyonlarda kamu düzenini bozan göstericilerle dikkat çekilmeye çalışıldığını belirten Ataman, aslında pek çok insanın eğlenceli ve şiddetten arınmış eylemler gerçekleştirdiğine değindi. Ataman sözlerini tamamlarken şiddet kullan polislerin de, kesinlikle cezasız kalmaması gerektiğinden bahsetti.