İLEF’te “seçim arifesinde kadınlar” konuşuldu

Fotoğraf: Burak Demir

Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, ülkemizde kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasının 79. yıldönümü nedeniyle bir panel düzenledi. “Bir Seçim Arifesinde: 79 Yıllık Serüveni Yeniden Hatırlamak” konulu panelde kadınların siyasi hayattaki yeri ile seçme ve seçilme hakkının kullanımı konuları ele alındı.

ATK Sanat Evi’nde düzenlenen panele eski Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz, Ankara Kültür Mahallesi Muhtarı ve Kadın Muhtarlar Derneği Başkanı Serpil Erenoğlu ile Emek Soroptimist (İş ve Meslek Kadınları) Kulübü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Berin Yurdadoğ katıldı.

Panelin açılış konuşmasını ve moderatörlüğünü, İLEF Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Abdülrezak Altun yaptı. Altun, 6 Aralık Cuma günü yapılan paneldeki konuşmasında, sanayi devrimden günümüze kadının işgücündeki rolüyle ilgili “Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar sanayi devrimine kadar işgücününün yarısını oluşturuyorlardı ama sanayi devriminden sonra emekleri görünür olmaktan çıktı ve değersizleşti” dedi.

Yılmaz: “Kadınlar daha çok faziletli ve bilgili olmaya mecburdurlar”

Ayfer Yılmaz da yaptığı konuşmada, kültürlerarası nesillerin gelişimini kadınların sağlayacağını dile getiri. Türkiye’nin siyasi hayatına katkıda bulunan kadın isimlere değinen Yılmaz, 1923’te Nezihe Muhittin’in kadın partisini kurmaya çalıştığını ama kadına henüz seçme ve seçilme hakkı verilmediğinden bu partinin kurulamadığını söyleyerek, kadınların Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana siyasetin içinde olduğunu ifade etti.

Kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik üzerine hazırlanan 2013 Global Cinsiyet Uçurumu raporunda Türkiye’nin 120. sırada olduğunu belirten Yılmaz, “Böyle bir eğitim kalitesiyle hiçbir yere varamayacağız” diyerek eğitimin geliştirilmesi yönünde adımların atılması gerektiğini söyledi.

Yurdadoğ: “Şaman döneminde kadının yeri kutsaldı”

Prof. Dr. Berrin Yurdadoğ konuşurken.

Prof. Dr. Berin Yurdadoğ da konuşmasına Türkiye’de kadın haklarının “taklit” olmadığını belirterek başladı ve Türkiye’de kadınlara birçok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkını tanıdığını hatırlattı. Şamanların kadına atfettiği kutsallığa değinen Yurdadoğ, “Şaman döneminde kadının yeri kutsaldı çünkü dünyaya getirdiği kişinin sorumluluğunu taşıyordu ve onu sevgiyle büyütüyordu” dedi. Yurdadoğ, Orhun Kitabelerinde yer alan “Hakan ve hatun buyururlar ki” ifadelerinin kadın ve erkek arasındaki eşitliği vurguladığını söyledi.

Türk kadınının “asker gibi” kocasının yanında savaştığını, vatanın kurtulması için her daim iş başında olduğunu söyleyen Yurdadoğ, Atatürk’ün kadın hakları konusundaki eylemlerini bir “hak vermeden ziyade hak tanıma” olduğunu belirtti.

Erenoğlu: “Yetki vermeden yetkiyi kullanmak mümkün değildir”

Eşi ve kızının İLEF’li olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Serpil Erenoğlu da Kadın Muhtarlar Derneği’nin kuruluş aşamasında yaşanan sıkıntıları anlattı. Erenoğlu, derneğin kuruluşuna ilk karşı çıkanların kadınlar olduğunu söyleyerek bunun sebebini Muhtarlar Federasyonu’nda yer alan erkeklerin kadınları “vitrin” olarak kullanması olduğunu belirtti. Ayrıca 52 bin 997 muhtardan 494’ünün kadın olduğuna değinen Erenoğlu, federasyonun kuruluşunda bu düşük oranın, çeşitli zorluklar getirdiğini söyledi.

Erenoğlu, kadınların karar alma mekanizmalarındaki kalıcılıyla ilgili olarak “Bugün yapılması gereken şey başında bulunduğun kurumu çok iyi temsil edebilmek, etkini ve yetkini sağlıklı bir şekilde koruyabilmektir” diye konuştu. Muhtarlıkların tekrar işlevsel hale gelmesi gerektiği ve ödenek sıkıntısından bahseden Serpil Erenoğlu “Yetki verilmeden yetkiyi kullanmak mümkün değildir” dedi.