“Kadın Emeğinin Görünümleri” panelinde habercilikte ve yaşamda kadın tartışıldı

Dün SBF‘de düzenlenen“Kadın Emeğinin Görünümleri” başlıklı etkinlikte, kadınların iş gücüne katılımı, ekonomik krizin kadınlar üzerindeki etkisi gibi konular çeşitli sayısal verilerin ışığında tartışıldı. İLEF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiler Dursun ve SBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emel Memiş Parmaksız’ın katıldığı etkinlikte, alana dair çeşitli çalışmalara izleyicilere aktarıldı.

Konuşmasında, GÖRÜNÜM’de detaylı bir söyleşini de yayımladığımız “Medyada Kadın Emeği: Habercilik Sektörü” başlıklı TÜBİTAK araştırma projesinden söz eden Prof. Dr. Dursun, çalışma kapsamındaki verileri izleyicilerle paylaştı. Kuramsal bir çerçeve çizerek iletişim alanındaki feminist yaklaşımlardan da söz eden Dursun, bunları genel olarak temsil çalışmaları, iş gücüne katılımdaki rol ve kadınların medya okuryazarlığındaki varlığını anlamlandırmaya yönelik çalışmalar olarak sınıflandırdı. Dursun, gazetecilerin yer yer tek bir hakikati görünür kıldığını ve bununla sınırlı, geri plandaki yapılanmış ilişkileri görmezden geldiğini, bu sayede gazetecilerin sınırlı bilgiyle çok güçlü bir alan elde ettiğini söyledi. Prof. Dr. Dursun, alana dair çalışmaların ’80’li yıllarda kadın istihdamının artmasıyla görünür olduğundan bahsederek, kendi çalışmaların feminist bir bakış açısıyla ulusal ve yerel medyaya yönelik iki yıllık bir saha çalışması olduğu bilgisini verdi. Dursun, çalışma kapsamında toplam 7 bölgede, 23 gazete ile 20 televizyon kanalında anket ve mülakat yapıldığını ve çoğu kadının yasal çalışma süresi olan haftalık 45 saatin üzerinde çalıştığını tespit ettiklerini dile getirdi. Dursun, sektördeki cinsiyetçiliğin çoğu kadın tarafından mülakatlarda ifade edildiğinini, en belirgin ayrımcılığın ise haber takiplerindeki seçimlerde yaşandığını belirtti.

Memiş Parmaksız: “Kadınların görünmeyen emeğini anlamıyorlar”

SBF Sosyalist Düşünce Topluluğu (SDT) tarafından düzenlenen etkinlikte Dursun’un ardından söz alan Doç. Dr. Emel Memiş Parmaksız, “Biraz krizden söz etmek istiyorum” diyerek, krize yönelik çeşitli kuramsal yaklaşımlara değindi. Konuşmasında hane halkının çoğunlukla tüketen olarak algılandığını ama aynı zamanda üretici olduğunu, yaşam içinde ürettiğini belirtti. İktisattaki feminist yaklaşım dışındaki hiçbir yaklaşımın kadınların görünmeyen emeğini anlamadığını söyleyen Memiş Parmaksız, çalışmanın bir hak olduğunu kaydederek, kriz dönemlerinde özellikle kadınların yaşadıkları hak kayıplarından söz etti. Doç. Dr. Memiş Parmaksız, herhangi bir sorunda Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na başvurulabileceğini hatırlattı. İş gücüne katılımın son yıllarda arttığını, bununla birlikte kayıt dışı istihdamının da yoğunlaştığını dile getiren Memiş Parmaksız, “Kadınlar hep krizde” dedi. Memiş-Parmaksız, 2008 kriziyle birlikte kadın-erkek işsizlik oranının eşitlendiği, sonrasında makasın tekrar kadınlar aleyhine açıldığını da söyledi.

Etkinlik soru-cevap kısmının ardından son buldu.