25 Kasım 2024, Pazartesi - 01:13

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

“O anda ‘Selahattin gittin’ dedim. Hala inanamiyorum, bazen cimcik atiyorum kendime”

Tarih: 12 Şubat 2024

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 26

Selahattin Dinç, oturduğu apartmanda kurtulan iki kişiden biri. Ağır şekilde yaralandı. “Hayatta kaldığıma inanamıyorum, geceleri uyuyamıyorum. Bir sene geçmesine rağmen tam iyileşemedim. Uyku ve depresyon hapı içiyorum. O günleri hatırlamak istemiyorum” diyor.

Selahattin Dinç, altmışlarının ortasında bir iş insanı. Depremde İskenderun’daki Salih Sitesindeki evindeydi. Depremin yaşandığı 04.17’de yatağına oturacağı sırada öncesinde “bum” diye bir ses duymuş ve ardından tüm duvarlar sallanmaya başlamış. Tam bu esnada bayıldığını söylüyor. Kendi kendine “Selahattin gittin” diye mırıldanmış. Öldüğünü düşünen Dinç, enkaz altındayken yüzüne değen yağmur damlalarını hissederek kendine gelmiş ve sesini duyurmak için bağırmaya başlamış. Sesini, yakından geçen bir yarbay, bir doktor ve Dinç’in daha öncesinde tanıdığı bir garson duymuş. İki saat süren kurtarma çalışmasının ardından enkazdan çıkarılmış. O anları “Yatak örtüm hemen yanımdaymış, beni yatak örtümle indirip hastaneye götürdüler” sözleriyle anlattı.

Sahil Sitesi A Blok depremden önce böyleymiş.

“Üst komşum taşıyıcı kolonları kesmiş”

Sahil apartmanı altı katlıydı ve Dinç, apartmanın dördüncü katında oturuyordu. Üst kat komşusunun dekor için taşıyıcı kolonları kestiğini söyleyen Dinç, hayatta kalma nedeninin bu olduğunu düşünüyor. Deprem anında beşinci kattaki ev sahibi kolonları kestiği için üstteki iki kat yana kaydı ve diğer dört kat olduğu yere çöktü. Bu nedenle enkazın en üstünde kalan Dinç, beline kadar enkazın içinde kaldı. Yarbay “Üstünde iki tane sütun ters dondurma külahı gibi duruyordu” demiş. Dinç, “Belime kadar içerideydim. Üstümde de iki tane sütun varmış. Adeta beni korumuşlar. O sütunlar üzerime gelse zaten ölürdüm” diyor.

5 Şubat 2024’te Sahil Sitesinden kalanlar

“O apartmandan iki kişi kurtulduk”

Selahattin Dinç’in oturduğu apartmanda yirmi daire vardı. Apartmandaki üç kişi şehir dışındaymış. Dinç’in söylediğine göre kalan 60-70 kişinin hepsi ölmüş. Binadan kurtulan sadece Dinç ve bir komşusu olmuş. O gün yaşadıklarını güçlükle anlatıyor: “Hayatta kaldığıma ben bile hala inanamıyorum. Ben hatırlamak bile istemiyorum. Halen gece rüyalarıma giriyor Bazen cimcik atıyorum kendime. Çocuklarıma dahi o günü anlatmak, o günü anmak istemiyorum. Düşünmek istemiyorum. Çantam da enkazda bulundu. Çantamın aynısından aldım, yenisini kullanıyorum. Bulunan çantamı saklıyordum ama onu da atacağım. Hatırlamak istemiyorum.”

Yaşadığı apartman çöktüğünde Dinç’in vücudunun yarısı enkazın içindeydi ve ağır yaralanmıştı. Aradan geçen bir seneye rağmen hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyileşemediğini söylüyor. Enkazdan kurtulan Dinç’in fiziksel olarak iyileşemediğini yüzünde izi kalan enkaz yaralarından anlaşılabiliyor. Dinç en çok da bu sebeple bize fotoğraf vermek istemiyor :  “Bir sene geçti aradan. Uyuyamıyorum. Uyku hapı, depresyon hapı içiyorum hala. Atlatamadım bir türlü, hala ayaklarımda izleri var. Ayaklarım geceleri sızlıyor. Sol ayağım şişmişti, hala ağrıyor. Kürek kemiğim çatladı, kaburgalarım çatladı ama hala bir sene geçmesine rağmen tam iyileşemedim.”

“İskenderun 20 yılda, Antakya 30-40 yılda anca toparlanır”

Yaşanan depremlerin ve yıkımın çok ağır olduğunu “Buralar hep apartmandı mesela ama şimdi apartman diye bir şey yok. Evlerin hepsi yıkılmış. Bırakın bir yılı 20 yılda da toparlanamaz. Antakya daha kötü durumda. İskenderun 20 yılda toparlandı diyelim, Antakya’nın toparlanması 30-40 yıl sürer” sözleriyle anlatıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın depremden bir ay sonra 319 bin konutun depremin birinci yılında tamamlanacağını söylediğini hatırlatıyor ve “Şimdi Erdoğan söylesin ‘Evleri bir sene sonra vereceğiz’ diye. Nerede verecekmiş bir sene sonra, 20 sene sonra da bitmez” diyor.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/37287
Yol: Ana sayfa » Yazılar » “O anda ‘Selahattin gittin’ dedim. Hala inanamiyorum, bazen cimcik atiyorum kendime”

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BYYO-İLEF mezunları 26’ncı kez buluşuyor: Geleneksel Sonbahar Buluşması 16 Kasım’da

İletişim Fakültesi Mezunları Vakfı, BYYO-İLEF mezunlarını bir kez daha buluşturuyor.

Kapat