Öğretmenlerin uzaktan eğitim deneyimleri: Verim ve devam az, özveri ve özlem çok
Öğretmenler, Korona virüs pandemisi nedeniyle uzaktan yürüttükleri süreçle ilgili deneyimlerini GÖRÜNÜM’e değerlendirdi.
Korona virüs pandemisi nedeniyle bütün eğitim sistemi uzaktan yürütülüyor. Öğretmenler, EBA üzerinden işlenen derslerin yanı sıra pek çok başka yöntemle de öğrencilerinin ders başarılarını sağlamaya ve onlarla iletişimde kalmaya özen gösteriyor.
Yüz yüze eğitimde olmadıkları için öğretmenlerin daha az çalıştığını düşünenlerin sayısı az değil. Öğretmenler ise hem bu tür söylentilere üzülüyor hem de daha çok çalışmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Verimin düştüğü hemen hemen bütün öğretmenlerin ortak düşüncesi. Özveriyle çalışan öğretmenler, öğrencilerini özlediklerini de belirtiyor.
GÖRÜNÜM, öğretmenlerin deneyimlerini ve düşüncelerini sordu.
Bu süreçte sizin ve çevrenizin EBA üzerinden eğitim deneyimlerini paylaşır mısınız?
Umut Güler (Sınıf Öğretmeni-Müdür Yardımcısı, Ankara)
Ben idareci olduğum için ders vermiyorum. Meslektaşlarım pek yararlı olmadığını söylüyor, öğrencilere pek faydası olduğunu düşünmüyor.
Nermin Gülcihan (Sınıf Öğretmeni, Ankara)
Hemen hemen her gün veriyorum. Önceden bir saatlik bir süremiz vardı, ben 2’nci sınıf okutuyorum. Daha önce hafta sonu ancak girebiliyorduk, kısıtlı sürede ders verebiliyorduk. Öğrencilerin birçoğu da giremiyordu zaten. Öğleden önce iki saat, öğleden sonra iki saat olmak üzere 4 saatlik süreler var EBA’da. Çoğu öğrencimiz de sürece adapte oldu, öğrendi. Yabancı uyruklu olan öğrencilerimiz ile ailesinin maddi durumu kötü olan bir öğrencimiz dışında her gün takip ediyorlar. Ayrıca başka iletişim mecralarını kullanarak da ders verdiğimiz oluyor çünkü EBA üzerinden yeterli gelmiyor bazı konular. O şekilde yapınca çocuklardan etkileşim de artıyor. Onların çalışmalarına bakıyorum, yanlışları varsa düzeltiyorum. Birebir görüşmeler yapıyoruz. Aratmamaya çalışıyoruz okulun açık olduğu günleri ama zor tabii ki. Öğretmen için de zor öğrenci için de. Okulun açık olduğu zaman da daha verimliydi her yönden.
Ozan (İngilizce Öğretmeni, Diyarbakır)
Salgın sürecinde EBA üzerinden ders vermedim, başka okullarda çalışmakta olan ders vermiş öğretmen arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla yapılan derslere ilgi oldukça az. Çoğu bir ila üç öğrenci arasında bir katılımla ders vermeye çalıştı bir süreliğine. Tabii ki proje okulları ve sınavla girilen okullarda durum nasıldır bir fikrim yok.
Kadir Çifci (Bilim Teknolojileri Öğretmeni, İstanbul)
Koronavirüs sürecinde ilk etapta EBA’dan canlı ders sadece 12’nci sınıflar için uygulanabiliyordu. Onun dışında lise düzeyinde diğer sınıflarda canlı ders yoktu. 12 Mart tarihinden itibaren başlayan uzaktan eğitim sürecinde öğrenciler televizyon üzerinden takip ediyordu. Konuştuğum öğretmen arkadaşlarım da zaman zaman EBA üzerinden ödevler gönderiyordu. Bazı video konferans programları kullanarak canlı ders yapan arkadaşlar, Whatsapp üzerinden kendi sınıfları için grup oluşturup soru çözümleri şeklinde çalışan arkadaşlarımız oldu. Bu süreçte öğrenciler de ders geçmenin nasıl olacağını bilmedikleri için katılım gösteriyordu. Ancak tüm öğrencilerin sınıf geçeceği açıklandıktan sonra öğrenciler de kendilerini bıraktı. Geçenlerde canlı ders oluşturdum, 60 öğrenciden sadece bir kişi katıldı. Canlı dersin tüm sınıf düzeylerine uygulanmaya başlamasıyla öğretmenlerimizden canlı ders oluşturmak isteyenler de arttı. Bu süreçte sıkıntı meslek öğretmenleri olan bizlerin ders ve konularının bulunmaması. Kültür ve birçok seçmeli derslerden canlı ders oluşturulduğu halde öğrencinin mesleği olacak derslerden canlı ders oluşturamıyoruz.
Öğrencilerinizle yüz yüze iletişiminizin olmadığı bu süreci bir öğretmen olarak nasıl yaşıyorsunuz?
Umut Güler (Sınıf Öğretmeni-Müdür Yardımcısı, Ankara)
Özledik çocuklarımızı.
Nermin Gülcihan (Sınıf Öğretmeni, Ankara)
Görüntülü sohbetler yapıyoruz ama birebir eğitimin yerini tutmuyor. Çocuklar çok özlediler dışarıyı, arkadaşlarını, sınıf ortamlarını, beni.
Ozan (İngilizce Öğretmeni, Diyarbakır)
Bu süreci sosyal platformlarda öğretmenlerin “hak etmedikleri” halde maaş aldıklarıyla ilgili haberleri okumanın yanı sıra, benim gibi birçok öğretmenin yaptığı gibi memleketimde ailemin yanında geçiriyorum. Günümü mümkün olduğunca verimli şekilde geçirmeye çalışıyorum, okumayı ve izlemeyi ertelediğim şeylerle meşgul olup uzun süredir aklımda olan hobi faaliyetlerimle ilgileniyorum. Sanılanın aksine tam olarak bir tatil modunda geçmiyor günlerim, salgın tedirginliği buna izin vermiyor ama tabii ki okulda 40 kişilik tıka basa şubelerde ders vermemek, dışarı çıkmak zorunda olmamak haliyle şükrettiğimiz bir durum.
Kadir Çifci (Bilim Teknolojileri Öğretmeni, İstanbul)
Bu süreçte genel olarak evde kalmaya çalışıyoruz. Kitap okumak, film izlemek gibi etkinlikler yapıyoruz. Uzaktan eğitim ile seminerlere katılıyoruz.
Bu süreci öğrencileriniz nasıl görüyor ve öğrencilerin başarı durumu nasıl etkilendi?
Umut Güler (Sınıf Öğretmeni-Müdür Yardımcısı, Ankara)
Tabii öğrencilerin başarısı yüz yüze derslerine göre düşüyor. Yani %30-%40 düşmüştür yüz yüze derslere göre.
Nermin Gülcihan (Sınıf Öğretmeni, Ankara)
Şimdi o süreç yönetmeyle alakalı bir şey. Öğretmenler o süreci nasıl götürüyor, veliler ne kadar ilgililer? Velisi ilgili değilse, internete giremiyorsa ya da öğretmen o süreçte veliyle, öğrenciyle iletişim kuramıyorsa birçoğu geri kaldı olarak görüyorum. Ben kendi adıma geri bırakmamaya çalıştım çocukları, hiçbir şeyden eksik kalmadılar. Gayet de iyi gidiyor. Hem sabah hem öğleden sonra baya bir zaman geçiriyorum. Sabahçıydım mesela eve geliyordum, kendi işlerimi bitiriyordum ama şimdi hem sabah hem öğleden sonra çocuklarla meşgul olmak zorundayım ki öyle olmayınca da olmuyor, gitmiyor zaten.
Ozan (İngilizce Öğretmeni, Diyarbakır)
Öğrencilerin birçoğu telafi eğitimi istiyorlar, ben bunu daha çok evde durmaktan sıkılıp kendilerinin de birçok kez dile getirdiği gibi arkadaşlarıyla bir arada olmak istedikleri için talep ettiklerini düşünüyorum. Çoğu dönemi ders kaybı olmadan bitirebilme imkânı tanındığı için memnun. Bildiğiniz gibi bu virüs genç yaştaki vatandaşlarımızı nispeten daha az etkilediği için, karantina süreci başlamadan önce de öğrencilerin çoğu fazlasıyla rahat bir psikoloji içindeydi. Sınıfta salgınla ilgili bilgilendirme yaparken bile bu rahatlığı gördük. Tabii ki işin ciddiyetini bilen ve sevdiklerini riske attıklarını anlayabilen öğrencilerimiz de yok değil fakat bilinç düzeyi oldukça düşük. Eğitim açısından konuşmak gerekirse, haliyle dönemin yarıda kesilmesi sınav telaşı olan öğrencilerin psikolojisini alt üst etti. Bu öğrencilerimiz hâlihazırda olan belirsizlik ve sınava çalışma rutinlerinin bozulması yüzünden zor zamanlar geçiriyor. Bence sınavların en azından bir süre daha ertelenmesi bunu bir nebze hafifletebilir.
Kadir Çifci (Bilim Teknolojileri Öğretmeni, İstanbul)
Bu süreçte irtibat kurduklarım genelde 12’nci sınıflar ve çoğunlukla mezuniyet ile ilgili sorular soruyor. Sınava hazırlanan öğrencilerimiz tabii ki tüm planlamalarını değiştirmek zorunda kaldı. Etüt merkezleri, dershanelere gidenler süreci uzaktan eğitime çevirmek zorunda kaldı. Deneme sınavı çözmek gibi çalışmalar bireysel çabaya döndü. Bu da sınav atmosferini sadece sınav günü yakalayacak olan öğrenci için büyük bir sorun teşkil edecektir.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/28491
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Öğretmenlerin uzaktan eğitim deneyimleri: Verim ve devam az, özveri ve özlem çok
Bir cevap yazın