Prof. Dr. Dursun: “Teknoloji medya ekolojisi için seferber”

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi  Prof. Dr. Çiler Dursun, Hacettepe Üniversitesi Tıp Tarihi Etik Anabilim Dalı TETKON Sohbetlerinin konuğu oldu. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 15.30’da başlayan “Post Hakikat Çağında Medya Etiği Benim Neyim Olur?” başlıklı söyleşide medya ekolojisi, post hakikat çağı ve çağın insanı konuları tartışıldı.

Dursun, post hakikat çağı toplumunda, geçiş dönemi insanı olmanın zorluklarının olduğuna değindi.  İnsanın kendi varlığına yeryüzünde yer açma çabasının medya ekolojisinde de sürdüğünü dile getiren Dursun, insanın varoluşunun bilincini edinmeye çalıştığı bu dönemde, tüm teknolojik olanakların medya ekolojisi için seferber edildiğini söyledi.

“Enformasyon güçlüler lehine yapılandırılır”

Dursun, topluluk yaşantısının ve enformasyonun medya ekolojisi içinde güçlüler lehine yapılandırıldığını kaydetti. Kaynakları sağlayan, denetleyen, paylaştıran ve bunun bilgisini üretenlerin bunu yapmadıkları zaman büyük bir risk belirmeye başladığını söyleyen Dursun, “Güç denetimini elinde tutanlar için konumlarını, kaynaklardan aldığı payı yitirme ve gücün el değiştirmesi riski belirir” dedi.

Dursun, güç denetimini elinde tutanların insanın olgu, değer ve tutumlarını da medya ekolojisi içinde bu nedenlerle yönlendirdiklerini belirtti. Hakikat kavramının yoğun bir saldırı altında olduğunu söyleyen Dursun, insanın hayatını değiştiremediği ve yeni bir sistem kuramadığı için dokunmatik hareketlerle ilerlediğini belirterek şöyle konuştu:

“Bu hareketlenmeler hareketlendirme değildir. Hareketlenmelerimizin tamamı verili iktidar ilişkileri tarafından belirleyici oluyor. Bu, insanları günlük yaşantısında hareketlendirmesinden dolayı, daha çok irade sahibi olduğu algısı yaratır hale geldi.”

“Post hakikat dönemi insanı için hisler olgulardan daha önemli”

Dursun, insanın varoluşsal krizinin ve değerli hissetme arzusunun yönetildiğini söyledi. Post hakikat çağının özelliklerini sıralayan Dursun, toplumsal aktörler arasındaki ilişkilerin ve süreçlerin, medya teknolojilerinin kendi dolayımı ile gerçekleştiğini belirtti. Dursun, yaşamın organize edilmesi için gereken enformasyonun edinilme ve paylaşılma tarzlarının da karmaşıklaştığını kaydetti.

Bu dönemde hakikat kavramının yoğun bir biçimde saldırı altında olduğunu söyleyen Dursun, dönemin insanı içinde kayıtsızlığın olduğunu ve kendi inançlarını destekleyen olgulara koşulsuz bağlanan insanların hislerinin, olgulardan daha çok önem taşıdığını anlattı.

Etkinlik soru cevap kısmının ardından sona erdi.