Prof. Dr. Muammer Aksoy unutulmadı

Silahlı suikast sonucu 31 Ocak 1990 günü öldürülen Ankara Üniversitesi eski öğretim üyelerinden hukukçu, siyasetçi ve yazar Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledilişinin 30’uncu yıl dönümünde Cebeci Aşrı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. Ankara Barosu, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Türk Hukuk Kurumu’nun 27’nci Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında düzenlediği anma töreni bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

Aksoy’un mezarı başına ailesi, öğrencileri ve sevenleri karanfiller bıraktı. Törende CHP Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık, Türk Hukuk Kurumu Başkanı Yaşar Çatak, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan birer konuşma yaptılar.

“Onun düşünceleriyle mücadelemize devam edip Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz”

Aksoy’un mezarı başında CHP Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener bir konuşma yaptı. Aksoy’un bağımsızlığın yılmaz bir savunucusu olduğunu söyleyen Güvener, “Hocamız Türkiye’nin laik demokratik sosyal hukuk mücadelesini en üste tutan gerçek bir demokratı. Onun düşünceleriyle mücadelemize devam edip Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz” dedi. Güvener, Aksoy’a sıkılan kurşunun Türkiye demokrasisini raydan çıkarılmak için sıkıldığını belirtti. Tetiği çeken ellerin apar topar yargılanıp dosyanın kapatıldığını aktaran Güvener, “Elbette bir gün ona sıkılan bu kurşunun hangi karanlık güçler tarafından sıkıldığını ortaya çıkaracağız” ifadelerini kullandı.

“Aksoy’un ve diğer aydınların kimler tarafından öldürüldüğünü biliyoruz”

ADD Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık da bir konuşma yaptı. Aksoy’u özlem ve hasretle andıklarını söylen Altınışık, öldürülen Tuğran Dursun’u, Uğur Mumcu’yu, Ahmet Taner Kışlalı’yı ve Necip Hablemitoğlu’nu da andı. Katledilen aydınların ölümlerinin arkasındaki karanlık güçlerin ortaya çıkarılamamasının düşündürücü olduğu ifade eden Altınışık, bu cinayetlerin hiçbirinin sıradan cinayetler olmadığını söyledi. Cinayetlerin bilinçli bir seçim olduğunu belirten Altınışık, “Türk toplumunu aydınlatan, Türk toplumuna rehberlik yapan ve tek yol gösterici olarak Atatürkçü düşünceyi işaret eden aydınların katledilmesi bugün Türkiye’nin değişen dönüşen bir rejime sahip olmasına yol açmıştır. O nedenle biz hocamızın ve diğer aydınların kimler tarafından, hangi güçler tarafından katledildiğini çok iyi biliyoruz” diye konuştu.

“Öneli olan mücadeleyi devam ettirmek”

Altınışık’tan sonra söz alan Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan da insanları anmanın güzel ve kıymetli olduğunu kaydederek asıl önemli olanın canları pahasına mücadele vermiş inşaların mücadelesini devam ettirmek olduğunu belirtti. Sağkan, Ankara Barosu Başkanlığı yapmış Aksoy için şunları söyledi:

“Başkanımız, canı pahasına hukuk ve demokrasi mücadelesi verdi. Ben onun koltuğunu işgal eden birisi olduğum için gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim Ankara Barosu o günden beri aynı azim ve kararlılıkla hukuk ve demokrasi mücadelesi vermeye beri devam ediyor ve devam edecek. Aksoy’un bize verdiği değerler bize öğrettikleri hala bir arada olmamızı sağlayan en kıymetli temel unsurlardır.”

“Aksoy laik Cumhuriyetçilerin yüreğinde hiçbir zaman aşıma uğramayacaktır”

Türk Hukuk Kurum Başkanı Yaşar Çatak da Aksoy’un üniversite, basın yayın konularında özerklik ve özgürlük müsaadesi veren çok değerli bir Cumhuriyet aydını olduğunu ifade etti. Aksoy’un davasının zaman aşımına uğradığını söyleyen Çatak, “Aksoy laik Cumhuriyetçilerin yüreğinde hiçbir zaman aşıma uğramayacaktır. Onun ışığından yararlanmaya ve o ışığı daha geniş kitlelere ulaştırma müsaadesini sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Muammer Aksoy’un demokratik olan 61 Anayasası kurucu meclis komisyon sözcüsü olduğunu kaydeden Çatak, 61 Anayasasının 12 Eylül’de yok edildiğini belirtti.

 Muammer Aksoy kimdir?

Hukukçu, siyaset adamı ve yazar Muammer Aksoy, 1917 yılında doğdu. Milletvekili Numan Aksoy’un oğlu olan Muammer Aksoy, 1961 Anayasasını hazırlayan komisyonun sözcülüğünü üstlendi.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni 1939’da bitirdi. Doktorasını Zürih Üniversitesi Hukuk ve Devlet Bilimleri Fakültesi’nde yaptı. İstanbul Üniversitesi’nde asistanlık ve Ankara Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 1957 yılında üniversite yasasında yapılan değişikliklerin üniversitelerin özerkliğine zarar verdiği gerekçesiyle üniversiteden ayrılarak Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyasi hayatına başladı.

27 Mayıs 1960 sonrasında yeniden üniversiteye döndü ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde profesör oldu. Kurucu Meclis Antalya İli Temsilciliği (6 Ocak 1961 – 25 Ekim 1961) ile 1961 Anayasasının hazırlanmasında komisyon sözcülüğü yaptı. CHP Parti Meclisi üyeliği görevlerini yürüttü. 12 Mart 1971 Muhtırasından sonra tutuklandı, fakat yargılama sonucunda aklandı. 1977’de CHP İstanbul milletvekili olarak meclise girdi. Avrupa Konseyi Türkiye temsilciliği ve Türk Hukuk Kurumu başkanlığı görevlerini yürüttü. 12 Eylül 1980’den sonra Ankara Barosu başkanlığına seçildi.

1989’da Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Bahri Savcı, Münci Kapani ve Bahriye Üçok gibi aydınlarla birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurdu. 31 Ocak 1990 günü Ankara Bahçelievler’deki evinin önünde silahlı bir suikast sonucu öldürüldü. Cenazesi 3 Şubat günü Ankara Maltepe Camii’den kaldırılarak Cebeci Asrî Mezarlığı’nda toprağa verildi. Adı, bir dönem ders verdiği Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde bir dersliğe verildi.

Adalet ve Demokrasi Haftası nedir?

Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UMAG) tarafından bu yıl 27’nci kez düzenleniyor. Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü 24 Ocak’ta başlayıp Prof. Dr. Muammer Aksoy’un öldürüldüğü 31 Ocak’ta sona eriyor. Çok sayıda örgüt ve kişinin katıldığı haftada, önceden belirlenen bir tema etrafında düzenlenen etkinliklerde çeşitli alanlardaki sorunlar ve çözüm önerileri konuşuluyor.