Soma Katliamı ikinci yıl dönümünde Ankara’da protesto edildi

Fotoğraf: Seyfettin Ersöz

Türkiye iki yıl önce bugün tarihinin en büyük işçi katliamına tanık oldu. Resmi rakamlara göre 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma maden faciası, ikinci yılında Ankara’da anıldı. Yağmura rağmen katılımın yoğun olduğu anmada, Kızılay Yüksel Caddesi’nde toplanan kitle, 18.00’de Olgunlar Sokak’ta yer alan Madenci Anıtı’na yürüdü. Üzerlerinde Soma yazılı baretlerle yürüyen grup sık sık ,“İşçilerin birliği sermayeye yenecek, Soma’nın hesabı sorulacak, Soma’yı unutma unutturma” sloganları attı. Anmaya katılanlar, Madenci Anıtı’na karanfil bıraktı.

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in de katıldığı anmada, DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu ve Ankara Tabip Odası’nı adına basın açıklamasını, Soma Maden Mühendisleri Odası eski başkanı Mehmet Torun yaptı.

2002’den bu yana 17 bin üzerinde işçi cinayeti yaşandı

Mehmet Torun (Fotoğraf: Seyfettin Ersöz)

Katliamda hayatını kaybeden 301 madencinin acısını hala yüreklerinde hissettiklerini söyleyen Torun, Soma faciasının ardından onlarca işçi cinayetinin yaşandığına dikkat çekti. Açıklamada, iktidar değişikliğinin yaşandığı Kasım 2002’den beri iş cinayetlerinde 17 binin üzerinde emekçinin yaşamanı yitirdiği belirtildi.

Açıklamada TBMM’den yakın zamanda geçirilen ve “Kölelik Yasası” olarak anılan Özel İstihdam Büroları Yasası ile emekçilere bir darbe daha vurulduğunun altı çizildi. Bu düzenlemeyle işçi güvenliğinin tamamen ortadan kalkacağı, örgütsüz çalışmanın yaygınlaşacağı ve özellikle kadın işçiler üzerindeki sömürünün derinleşeceği ileri sürüldü.

“Soma katliamı göz göre göre geldi”

Soma Katliamının göz göre göre yaşandığının vurgulandığı açıklamada, facianın nedenleri şu şekilde sıralandı: “Karbon monoksit gazının aylardır limit değerlerinin üzerinde seyretmesi, oda sıcaklığının bir aydan beri normalden yüksek olması, işçilerin baş ağrısı şikâyetlerinde bulunması, katliamın ana nedeni olmuştur.”

Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği Kurumu’nun bir an önce oluşturulması gerektiğini belirten açıklamada, “Biz yaşamını alın teriyle kuran emekçiler, güvenceli koşullarda çalışmak ve emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Güvencesiz, sendikasız ve kayıt dışı çalıştırılmak istemiyoruz” ifadeleri yer aldı.

Fotoğraf: Seyfettin Ersöz