26 Temmuz 2023, Çarşamba - 09:22

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Yeni Medya Çalışmaları 4. Kongre sona erdi

Tarih: 05 Ekim 2019

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 182

Yeni Medya Çalışmaları 4. Ulusal Kongre son gününde yeni medya gelişmelerinin gazetecilik ve gazeteciler üzerine etkilerini ele aldı.

Alternatif Bilişim Derneği tarafından İzmir Barosu’nda düzenlenen ve iki gün süren Yeni Medya Çalışmaları 4. Ulusal Kongre sona erdi. Kongrenin son gününde, yeni medyada habercilik, dijital okuryazarlık, dijitalleşme ile sanat ve yurttaşlık konuları öne çıktı. Bildirilerin sunulmasının ardından hazırlanan sonuç bildirgesinde kongre süresince saptanan sorunlar için çözüm önerilerinde bulunuldu.

Yeni medyada habercilik konuşuldu

Kongrede, yeni medyada habercilik pratikleri, olanakları ve sorunlarına ilişkin iki oturum düzenlendi.  “Yeni Medyada Habercilik: Vaatler ve Sorunlar” başlıklı oturumda ilk sözü alan Doğuş Üniversitesi’nden Prof. Dr. Barış Çoban, basına yönelik baskıların farklı medya olanakları yaratılmasına yol açtığını söyledi. Çoban şöyle konuştu:  “Gezi sonrası Türkiye’de gazeteciliğin durumu giderek çölleşmeye gitti. Medya özgürlüklerini yaratmak adına sistem içi olanakların tükendiği görülüyor. Gazetecilerin işsiz bırakıldığı, dolayısıyla onların da yeni medya olanaklarını kullandığı bir dönemdeyiz. Gazeteciliği olanaksız kıldıklarında gazeteciler yeni medya olanaklarına yöneliyor. Bir de işsiz gazetecilere iş veren, telif vererek gazetecileri ‘yaşatmaya’ çalışan, onlarla dayanışan yaklaşımlar doğdu.”

Prof. Dr. Barış Çoban

Veri gazeteciliğinin fenomenolojisini inceleyen Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden (İLEF) Prof. Dr. Çiler Dursun da veri gazeteciliğinde “deneyim”in eksik kaldığına değindi. Dursun, “Deneyim sayısal olanın içerisinde soyutlamaya tabi tutuluyor. Veri haberciliği aslında soyut kalıyor. Hikaye sayısal bir şekilde işlendiğinde haber, okuru özdeşlik kurması için çağıran olmaktan çıkıyor” dedi. Veri gazeteciliğinin, araştırmacı gazeteciliğin yeni bir biçimi olarak vurgulandığını söyleyen Dursun, “Veri haberciliğine genel olarak baktığımızda bilgi yalnızca kurum ve kuruluşların açtığı datalardan alınıyor. Aslında kim hangi bilgiyi erişime açtıysa o alınabiliyor sadece” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Çiler Dursun

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Prof. Dr. Ruhdan Uzun ise son dönemde yaygınlaşan “kitle fonlu gazetecilik” ve bu türün yarattığı yeni etik değerlere ilişkin çıkarımlarını paylaştı. İşsiz kalan gazetecilerin gelir elde etmek için kitle fonlu gazeteciliğe yöneldiklerini ifade eden Uzun, “Bu türde gelir izleyicilerin bağışlarından, fonlardan, reklamlardan sağlanıyor. Artık herkes için dağınık bir dijital gazetecilik etiğini konuşuyoruz. Parçalanmış bir etik birleştirici etik ve amaçlardan yoksundur. Parçalanma, özgür basına yönelik tehditlere karşı dayanışma yeteneklerini dağıtır” dedi.

Prof. Dr. Ruhdan Uzun

Yeni Eşitsizlikler Bağlamında Türkiye’deki Alternatif Haber Sitelerinin Görünürlük Sorunu” başlıklı bildirisini sunan Süleyman Demirel Üniversitesi’nde Dr. Seyfi Kılıç da, haber sitelerinin karşılaştıkları eşitsizliklere dikkat çekti. Maddi sıkıntılar nedeniyle özgün haber üretmenin internet siteleri için zor olabildiğini söyleyen Kılıç, şöyle konuştu: “Basılı çıkan gazetelerin internet siteleri, diğer internet haber sitelerinden daha avantajlı… Geleneksel basın bir avantaja daha sahip: Biliniyorlar. Okur, günümüzde basını internetten takip etse de geleneksel medyadaki gazetelerin sitelerini takip ediyor. Öğrencilerle yapılan ankette ortaya çıkana göre, geleneksel medyadaki gazeteler daha güvenilir bulunuyor.”

Dr. Öğretim Üyesi Seyfi Kılıç

Haber merkezleri incelendi

Yeni medyanın gazeteciler ve gazetecilik üzerindeki etkileri “Haber Odalarında Neler Oluyor” başlıklı oturumda konuşulmaya devam etti. Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Arş. Gör. Dr. Bilge Narin, Sevda Ünal ile birlikte yaptıkları “Avantajlar ve Dezavantajlar Ekseninde Yabancı Medya Kuruluşlarının Türkçe Yayınlarının Çalışma Pratikleri” başlıklı araştırmayı sundu.  Son yıllarda yabancı medya kuruluşlarının Türkiye’ye yatırımlarının arttığını söyleyen Narin, Türkiye’de Türkçe yayın yapan medya kuruluşlarının küreyerelleşmenin medya ayağını oluşturduğunu ifade etti. Uluslararası dört yayın kuruluşunun bir araya gelerek “+90” isimli Youtube kanalını açmasına değinen Narin, bunun dünyada bir ilk olduğunu söyledi.

Araştırma sonuçlarına göre; RTÜK’ün interneti düzenleme yasası, hem yerli hem yabancı medya kuruluşları için sansür olarak değerlendirildi. Yabancı yayın yapan kuruluşlar, devletler arası gerilimin arttığı sırada sansürün de arttığını söyledi. Baskının sadece yayın yapılan ülkeden geldiğine, kurumları finanse eden ülkelerden baskı olmadığına da değinildi. Yabancı yayın yapan kuruluş çalışanları, hükümet yetkililerine soru sorduklarında ulusal gazetelere göre dezavantajlı olduklarını, ajanlıkla suçlandıklarını söyledi.

Araştırma sonucunda; yabancı yayın kuruluşları, kullandıkları dilin bulundukları ülkenin kültürüne göre uyarlandığını belirttiği görüldü. Çalışanların büyük bir kısmı Türkiye’de Kıbrıs ve terör hakkındaki haberlerde farklı bir dil kullanıyor. Örneğin, Rusya merkezli bir yayın kuruluşu, Rusya’nın Kıbrıs’ı tanımamasına rağmen Türkiye’de yayın yaptığı için “Kıbrıs” demekten kaçınmıyor. Terör haberlerinde ise “genel kurmaya göre terörist olduğu öğrenilen kişiler” gibi ifadeler kullanılıyor.

Arş. Gör. Dr. Bilge Narin

Kırklareli Üniversitesi’nde Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Fatih Çömlekçi de çevrimiçi haber doğrulama araçlarının bilinirliği ve dijital okuryazarlık farkına ilişkin araştırmasını sundu. Çömlekçi, “Politik kutuplaşmanın olduğu ülkelerde, insanlar sahte haber konusunda endişe taşıyor. Sahte haberler sırasıyla en çok Facebook, web siteleri, YouTube’de yayılıyor. Ana akım medya ise sahte haberlerin yayılmasında ikincil durumda. Türkiye gibi yoğun ve değişken gündemli ülkelerde zaman azlığı ve ilgisizlik nedeniyle insanlar çoğunlukla haberleri teyit etmiyor” diye konuştu.

Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Fatih Çömlekçi

Akdeniz Üniversitesi’nde Lisans Öğrencisi Netice Görentaş ise Türkiye’de İslami haber sitelerinin haber üretim aşamasında dini kimlik algısı açısından Yeni Akit internet sitesi ve Yeni Asya internet sitesi örnekleri üzerine yaptığı incelemenin sonuçlarını paylaştı.Yeni Akit’in çoğunlukla nefret dili kullandığını, Yeni Asya’nın ise nefret dilinden, ayrıştırıcı dilden uzak durduğunu aktardı. Yeni Asya’nın yine de kendi dini kimliğini sıkça vurgulaması ve İslamiyet ile ilgili bir şey olduğunda olayları sadece İslamiyet’e indirgemesi nedeniyle ayrıştırıcı dile sebep olduğunu söyledi.

Netice Görentaş

Türkiyede sosyal medya ve yanlış haberler hakkındaki araştırmasını sunan Kadir Has Üniversitesi’nden Doç. Dr. Suncem Koçer, insanların haberden emin olamadıkları ya da korktukları için siyasi haber paylaşmadıklarını söyledi. Araştırma sonuçlarına göre yurttaşlar güvenli bölgeler oluşturuyor ve o konularda paylaşım yapıyor. Hayvan hakları, toplumsal yardım kampanyaları, kadına yönelik şiddet ve kayıp çocuklar gibi konularda paylaşım yapmaktan çoğunlukla çekinilmiyor.

Doç. Dr. Suncem Koçer

İLEF’te doktora öğrencisi Şerife Öztürk de “Gazetecilik Alanında Yeni Eşitsizlik: Teknik Sermaye” başlıklı araştırmasını sundu. Öztürk, teknik sermayeye sahip olan gazetecilerin olmayanlara kıyasla “eşitsizlik” alanı oluşturduklarına değinerek, teknik araç kullanma becerisinin alandaki birçok sermaye türü sahipliğinin önüne geçtiğini söyledi.

Şerife Öztürk

Sonuç bildirgesi yayınlandı

Ulusal Yeni Medya Çalışmaları 4. Kongre iki günlük programının ardından sona ererken sonuç bildirgesi yayınlanarak sorunlar ve öneriler tespit edildi. Sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı:

“Kongre, yeni iletişim teknolojilerine temelli yeni medya ortamlarının, bilgi eşitsizliğini ve dijital uçurumu keskinleştirdiğini açıkça ortaya koymuştur. Bilginin ya da verinin yerel ve küresel ölçekte hareketinin, geleneksel eşitsizlikleri yeniden ürettiği, ilaveten yeni eşitsizlikler yarattığı ön plana çıkmıştır. Aynı şekilde iletişim teknolojilerini üretenler ile tüketenler arasındaki mücadelenin şiddetle devam ettiği ve bunun da küresel düzlemde iktisadi, siyasi ve kültürel açıdan eşitsizlikler yarattığını ve mevcut eşitsizlikleri devam ettirdiğini açık kılmıştır.”

Kongrede ön plana çıkan öneriler şu şekilde ifade edildi:

“Hem dünyada hem de Türkiye’de internetin düzenlenmesine ilişkin yeni gelişmeler yaşanmaktadır. Farklı ülkelerin bu düzenlemeleri nasıl ve hangi amaçlarla yaptığının saptanması için karşılaştırmalı tekno-siyasal çalışmalara ihtiyaç vardır. Ayrıca, tekno-siyasal politikaların geliştirilmesinde yurttaşların aktif özneler olarak süreçte yer alması ve bu doğrultuda araştırmaların yapılması ve akademisyenlerin olanaklar üzerine somut öneriler geliştirmesi gerekmektedir.

Dijital gözetim ve algoritmaların egemenliğine karşı alternatif teknolojilerin nasıl güçlendirileceği üzerine çalışmalar yapılmalıdır. Karşı gözetim ve alternatif medya çalışmaları birbirinden beslenmelidir. Böylelikle dijital teknolojilerle birlikte iktidarın artan gözetim gücüyle mücadele edebilme kapasitesi artırılacaktır.

Ülkelerin siyasal kültürleri, çevrimiçi katılımı da şekillendirmektedir. İnternet aracılığıyla çevrimdışı ve çevrimiçi politik katılımın nasıl dönüştürülebileceğinin anlaşılması için farklı siyasal sistemleri ve kültürleri olan ülkelerden karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç vardır.

Yeni medya haberciliği, veri gazeteciliği gibi pratiklerle, yaşam ile veri arasındaki bağın politikleştirilmesi gerekmektedir.

Yeni medya araştırmaları, disiplinleri kesen bir anlayışla ve dijital teknolojilerin sunmuş olduğu imkanları da sınıfsal bir kavrayışla veri toplama ve analiz sürecine dahil eder nitelikte araştırma tasarımları planlamalıdır.

Küresel güç mücadelelerinin anlaşılmasında medya ve yeni medya çalışmalarının önemi giderek artmaktadır; bu nedenle disiplinlerarası çalışma ve işbirliklerinin artması gereklidir.

Yeni medya araştırmalarında, farklı coğrafyalarda, kültür ve dillerde ekosistemlerin varlığı göz önüne alınmalıdır.

Veri etiğiyle birlikte veri okuryazarlığı çalışmalarının ve uygulamalarının güçlendirilmesi gerekmektedir.

Yeni medya çalışmalarında yeni kavramların üretilmesi elzemdir. Bu nedenle yeni medya araştırmalarının, felsefe, sosyoloji, psikoloji gibi temel sosyal bilimlerle bağlantılı bir şekilde yapılması yeni kavramların üretilmesine fırsat sunacaktır.”

YMK 2019 Düzenleme Kurulu

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/24953
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Yeni Medya Çalışmaları 4. Kongre sona erdi

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yangınla mücadele bütçesi azaltıldı, ihaleler iptal

Geçtiğimiz sene orman yangınlarıyla mücadele için 12 milyar 384 milyon TL harcanmasına karşın 2023 yılı bütçesi 10 milyar 224 milyon TL’de kaldı. Prof. Dr. Erdoğan Atmış, gazetemize verdiği demeçte "Yanlış adımlar Türkiye'yi ormansızlaştırıyor" dedi.

Kapat