SBF’den bir dekan geçti: Celal Göle

Fotoğraf: Mert Gökhan Koç

Ona göre, bu kadar uzun süre dekanlık koltuğunda kalmak bir rekor. Sadece Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) değil, tüm Türkiye’de de bir rekor. SBF’deki dekanlık süresinin bir başarı olup olmadığını zamanın göstereceğini söyleyen Celal Göle, “Bunu bir başarı olarak değerlendirmek zordur. Altı dönem dekanlık yaptım. Her dönemde üç yıl” dedi.

Yükseköğretim kanunu mevzuatına göre, rektör üç kişiyi dekan olarak önerir ve içlerinden birisi de Yükseköğretim Kurumu (YÖK) tarafından dekan olarak atanır. 1993 yılında ilk kez dekan olan Göle, “Ama ondan sonraki beş dönem boyunca hep seçim yaptık. Fakültede öğretim üyeleri tarafından teveccühe mazhar oldum” diye konuştu.

Dekanlığın zor bir iş olduğunu söyleyen Göle, “Birbirinden değişik talepleri, değişik istekleri, hedefleri, farklı siyasal görüşleri olan öğrencilerimiz, hepsi ayrı ayrı birer değer olan öğretim üyelerimiz ve idari personelimiz var” şeklinde konuştu. Onların da hoşnut edilmesi, kucaklanması gerektiğine değinen Göle, birbirinden farklı bu üç grubun dekan tarafından, hedefleri doğrultusunda kucaklanması gerektiğini belirtti. Bu işin zor kısmı olduğunu ama üç grupla da ilişkilerinin her zaman çok iyi olduğunu söyledi.

SBF’nin çılgın projesi: 2023’e kadar Celal Göle dekan

Onu en çok duygulandıran, her zaman gözünü yaşartan olay ise öğrencilerinin ona hazırladığı sürprizdi. Bu sürpriz, 2010 yılında İnek Bayramı’nda bir grup öğrencinin slogan atmasıyla başladı. Ardından pankart açıldı. Pankartta, “SBF’nin çılgın projesi: 2023’e kadar Celal Göle dekan” yazıyordu. Kürsüye geldiğini dile getiren Göle, “Gözlerim yaşardı, konuşamadım. ‘Hoca olarak, dekan olarak sizlere hizmet etmekten dolayı çok heyecanlıyım. Zira dekan olarak size bu son seslenişim’ deyince, ‘Bırakma, gitme’ şeklinde bir sevgi tezahüratı başladı” dedi. Böyle bir tablo beklemediğini söyleyen Göle, 18 yıl sonra öğrencinin karşısında, böyle bir tablonun insanı gerçekten duygulandırdığını sözlerine ekledi.

Babamın Mülkiye tarihi açısından özel bir önemi var

Babasının mezun olduğu okulda dekan olmanın, çok güzel bir duygu olduğunu söyleyen Göle şunları anlattı: “Babamın, Mülkiye tarihi içinde özel bir önemi var. Mülkiye 1936 yılında Ankara’ya taşındı. 5 Kasım gecesi Haydarpaşa’dan kalkan tren bütün öğrencileri buraya getirmiş. 6 Kasım sabahı garda ön tören gibi bir karşılama olmuş. Daha sonra bando eşliğinde gardan Ulus Meydanı’na doğru yürüyüşe geçilmiş. Ulus Meydanı’nda resmi karşılama töreni yapılmış. Orada da son sınıf öğrencisi babam, öğrenciler adına konuşmayı yapmış. Bu genç cumhuriyetçi, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmak adına bir konuşma yapmış. Onun için Mülkiye tarihinde önemi var.”

Dekan olduktan sonra askeri darbenin yarattığı olumsuzluğu ortadan kaldıran ve mezunlarla fakülte arasında oluşan uçurumu kapatan Göle, bir kuruluş yıldönümünün bile kutlanmadığını söyledi. Dekanlığının 10’uncu gününde Mülkiyeliler Birliği’nde, fakülteyle ilgili bir toplantı olduğunu duyduğunu dile getiren Göle, “İçeri girdik ve birdenbire soğuk bir hava esti. Bu dekan da nerden geldi böyle diye. Sonra hepsini kucaklayıcı bir konuşma yaptım, hedeflerimi anlattım ve çok kısa bir süre içerisinde de mezunlarla öğrenciler arasında ki uçurumu kapattım. İlk attığım adım buydu” açıklamasını yaptı.

Öğrencilerimize okula gelmeyin kahvehaneye gidin diyorduk

Attığı bir diğer adımın, öğrenci sayısıyla ilgili olduğunu belirten Göle, bu sayıyı yüzde 50 azalttıklarını söyledi. 4800 kişinin bulunduğu 1500 kişilik binada, omuz omuza ders işlendiğini sözlerine ekleyen SBF Dekanı, “Artık öğrencilerimize, okula gelmeyin kahvehaneye gidin diyorduk” dedi. Dekan olduğu sırada yaptığı değişikliklerden bir diğeri ise, YÖK tarafından empoze edilen ve değişmez gözüyle bakılan ders programlarıydı. Ayrıca çağdaş eğitim sisteminde yarıyıl olmasına inanan Celal Göle, “Yarıyıl sistemine geçmek benim için çok önemliydi” diye konuştu. Çok önem verdiği diğer bir konunun, bütünlemenin kaldırılması olduğunu ve bu konuda öğrencilerinden büyük tepkiler aldığını söyleyen Göle, “Çok zor oldu. Yarıyıl sisteminde, en aşağı üç ayımız sınavla geçiyor. Buna bir de bütünlemeyi koyarsanız neredeyse yılın yarısı sınavla geçiyor. Bu dinamizmi öldürür. Tabi ki öğrencimizi mağdur etmememiz lazım. Bunun içinde son sınıfta öğrenciler, ders sayısını eğer üçe indirmişlerse o üç ders için bütünleme hakkı tanıyoruz. Ama yarıyıl sisteminde bütünleme olmaz. Bunlar fakültede büyük değişiklikler yarattı” şeklinde konuştu. Göle, bütünlemenin kaldırılmasından sonra bir panzehir olacağını düşündüğü yaz dönemi derslerini, uygulamaya koyamayışını başarısızlık olarak değerlendiriyor. Öğrencilerinin en iyi şekilde yetişmeleri için dekanlık yaptığını belirten Göle, onlara hizmet için dekanlık koltuğunda oturduğunu sözlerine ekledi.