Usta yazar Kemal Ateş, İLEF’e veda etti
Ankara Üniversitesi’nde 40’ıncı yılını geride bırakan ve bu yıl emekliye ayrılan Türk Dili Bölüm Başkanı Dr. Kemal Ateş başarılarını ve hedeflerini Görünüm’e anlattı.
Yazdığı romanlar ve öykülerle birçok başarının altına imza atan ve sayısız ödüller alan Türk Dili Bölüm Başkanı Dr. Kemal Ateş, Ankara Üniversitesi’nde geçirdiği 40 yılın ardından emekliye ayrıldı.Ateş, iyi bir yazar olmak için öncelikle iyi bir okur olmanın gerektiğini söyledi. Çocukluk yıllarında kendisinin iyi bir okur olmadığını belirten Ateş, “İyi bir yazar olmak için kitap sevgisini kendinize aşılamalısınız. Ben lise ikinci sınıfa kadar ders kitaplarının dışında hiç kitap okuyamadım” dedi. Aziz Nesin’in “Deliler Boşandı” adlı eserini okuyan Ateş, “Bu kitap okuma alışkanlığım için bir dönüm noktası oldu. Ardından kitaplara olan ilgim artmaya başladı. Yaşar Kemal ve Orhan Kemal gibi yazarların yanında, yabancı yazarların da eserlerini okudum” diye konuştu.
“Komşular hayat hikayelerini anlatırdı”
Bir süre sonra kendisinde öykü ve roman yazma isteğinin arttığını söyleyen Ateş, “Bu işe başlarken çevremdeki ilginç olayları gözlemlemeye başladım. Gecekonduda büyüdüğüm için buraları iyi biliyordum. Babamın bakkal dükkanı, bütün hikayelerimin kavşak noktasıydı. Babama borçlarını ödemek istemeyen komşularımız bahanelerini daha doğrusu hayat hikâyelerini anlatırlardı. Ben de bir köşeye oturur onları dinlerdim” diyen Ateş, bu hikâyeleri zamanla biriktirdiğini dile getirdi. Kemal Ateş, bu hikayeleri 1978 yılında ilk eseri olan “Çürük Kapı” adlı öyküsünde yazdı. Ateş, “Refik Halit Karay’ın ‘Memleket Hikayeleri’, bütünüyle Anadolu’yu anlatan bir öyküler toplamı ise, ‘Çürük Kapı’ da gecekonduları anlatan bir öyküler toplamıdır. Bu öykümü yazarken karşılaştığım usta yazarların fikirlerini aldım. Onların verdiği cesaret de çalışma arzumu arttırdı” dedi.İlk yazılarının 1972 yılında Barış gazetesinde yayımlandığını ifade eden Ateş sözlerini şöyle sürdürdü: “O dönem Barış Gazetesi vardı. Bu gazetede, romanlar ve tefrikalar (yazı dizisi) vardı. Röportajlar yayımlanırdı. İlk hikâyelerim bu gazetede yayımlandı. Bu sayede kendimi edebiyat dünyasına tanıtmaya başladım. Türk edebiyatı için önemli bir yer tutan ‘Yedi Meşaleciler’ grubunun çıkardığı ‘Varlık’ dergisinde de öykülerim yayımlandı. Bu sayede daha büyük dergiler öykülerime ilgi göstermeye başladı.”
“Çürük Kapı”, Türk Edebiyatı için bir ilk
“Çürük Kapı” adlı kitabının 10 öyküyü içinde barındırmasının Türk Edebiyatı için bir ilk olduğunu vurgulayan Ateş, “Birçok yazarla bu kitap çıktıktan sonra dost oldum. O sıralar edebiyat yarışmaları yoktu. Leons adında bir kulübün açtığı yarışmaya öykümü göndermeye karar verdim. Yarışmanın seçici kurulunda Oktay Akbal, Necati Cumalı, Doğan Hızlan ve Behçet Necatigil gibi saygı duyduğum usta yazarlar vardı” şeklinde konuştu. Bu yarışmanın sonunda jüri özel ödülünü aldığını söyleyen Ateş, Necati Cumalı ile bu yarışmadan sonra ahbap olduğunu belirtti. İlk eserinden sonra, “Toprak Kovgunları” adlı romanı yayımlanan Ateş, bu romanıyla da 1981 yılında Mehmet Ali Yalçın Roman Ödülü’nü aldı.
“Türkçeci yanım öne geçti”
Hem edebiyatla hem de bilimle uğraştığı için bir bocalama dönemi yaşadığını belirten Ateş, “Bilimsel çalışmalarla uğraştığım için edebiyata zaman ayıramadım. Romanlarım biraz aralıklı çıktı. 1995 yılında, sanki kendisini hatırlarcasına ‘Bir Şarkıyı Dinlerken’ adlı öykümle, Pen Yazarlar Derneği’nin Orhan Kemal Ödülü’nü kazandım. Bu öyküde, Kürt siyasetçi Kemal Burkay’ı anlattım. Romancı yanım tekrar hatırlanmaya başlandı” açıklamasında bulundu. Ardından dil kitaplarının yayımlandığını dile getiren Ateş, “Öğretemediğimiz Türkçe”nin büyük ilgi gördüğünü söyledi. Ateş, “Türkçem Mahzun Ben Mahzun” ve “Dil Hurafeleri” derken Türkçeci yanının romancı yanından öne geçmeye başladığını ama bu durumu da kabullenmek istemediğini belirtti.
“Sol düşüncelerim ağır basıyordu”
Üniversitedeki öğrencilik yıllarının, 1968 olaylarına denk geldiğini söyleyen Ateş o dönemden şöyle bahsetti: “68 olayları Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde başladı. O dönemde hareketin başında sosyal demokrat bir genç vardı. Daha sonra aşırı sol gruplar, hareketin başına geçti. Öncelikle öğrencilerin fakültede birikmiş sorunları vardı. Latince çok ağır ve önemli bir dersti. Filoloji okuyan herkese bu ders verilirdi. Buna karşı bir isyan oluştu. Sınavlar çok zordu. Yaşanan bu tür sorunlar vardı. Öğrenciler bir takım taleplerde bulundu. Talepler karşılanmayınca okullar işgal edildi. O hareketin içinde ve herhangi bir grupta yer almadım. Ancak sol düşüncelerim ağır basıyordu. Özellikle Mahir Çayan başta olmak üzere liderleri tanırdım.” Bundan sonraki edebiyat yaşamında çalışmaya devam edeceğini belirten Ateş, yazar olmak isteyen gençlerin bol kitap okumalarını, çevrelerini iyi gözlemlemelerini ve bunları yaptıkları takdirde iyi bir yazar olacaklarını sözlerine ekledi.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/872
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Usta yazar Kemal Ateş, İLEF’e veda etti
Bir cevap yazın