“Âlâ Portreler” Ankara’da

Ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut’un “Âlâ Portreler” isimli sergisi açıldı.  CernModern’deki sergi, 4 Mart’a kadar görülebilecek. Turgut, sergisinin açılışında GÖRÜNÜM’ün sorularını yanıtladı. Turgut’un sergisinde, dokuz sanatçının portreleri yer alıyor. Turgut, Ara Güler, Aydın Boysan, Erdal Beşikçioğlu, Leman Sam, Mustafa Alabora, Rutkay Aziz, Şebnem Sönmez, Yetkin Dikinciler ve Zeynep Oral ile çalıştığı bu projede, “zaman, sabır ve sadakat” kavramlarına yer verdiğini söyledi.

Ünlü sanatçıların portrelerinin yanı sıra, portreleri çekilen isimlerin zamanla nasıl “âlâ” olduklarını anlattıkları kısa video da ziyaretçilere sunuldu.

Ankara’dan önce İstanbul’da ziyarete açılan ve büyük ilgi toplayan sergiden elde edilen gelir Oyuncular Sendikası aracılığıyla sinema emekçilerine aktarılacak.

Mehmet Turgut, sergi açılışının ardından GÖRÜNÜM’ün sorularını yanıtladı:

– Fotoğraf çekmeye nasıl başladınız?

Fotoğrafçılıkta çıkış noktam şuan içeride sergiyi gezen babam. Çocuk gözünü açar ve evdedir, yani ilk kendine geldiğinde ailesi ve oyuncakları vardır etrafında. Ben gözümü açtığımda bir fotoğraf stüdyosundaydım. Etrafımda hep fotoğraf makinaları, filmler ve fotoğrafla ilgili her şey vardı. Bu yüzden de benim fotoğrafçılığa başlamam tesadüfi değil, mecburi  oldu.

– İlk çalışmalarınız ile bugünkü çalışmalarınız arasında fark görüyor musunuz?

İlk çektiğim fotoğraflar değil de, geçen sene çektiğim fotoğraflarda bile büyük fark görüyorum. Eminim ki bu sene çektiğim fotoğraflar ve gelecek sene çekeceğim fotoğraflar arasında bile büyük bir fark olacak. Çünkü fotoğrafçılık kendi içerisinde teknolojisi gelişen ve çok organik bir meslektir. Ben de gelişiyorum, fotoğraf da gelişiyor. Hep beraber kol kola gelişiyoruz.

– Genel olarak portre ağırlıklı çalışmanızın sebebi nedir?

İnsan çekmeyi seviyorum. Çünkü insan hayatınızda karşınıza çıkabilecek en karmaşık yaratıktır ve sürekli değişim içerisindir. Bir insanın fotoğrafını çekersin, bir sene sonra o kişiyi tekrar çektiğinde başka birisinin fotoğrafını çekiyormuş gibi hissedersin. Beş sene sonra çektiğinde de aynı hisse kapılırsın. Dediğim gibi insan sürekli değişim içerisinde olduğundan, insan çekmek beni daha çok heyecanlandırıyor. Ayrıca en rahat şekillendirebileceğim ve manüpile edebileceğim, üzerinde oynayabileceğim bir canlıdır.

– Fotoğrafçılığa karşı ilgisi olanlara ne önerirsiniz?

Bu konuda kendimizi geliştirmek istiyorsak ilk derdimiz ışık olmalı. Fotoğrafın kelime anlamı Latince fotodan gelir, “foto-grafi”dir aslında. Işıkla çizmektir. Günün on iki saatinde ana ışık olan güneş bile değişiyor. Her değiştiğinde farklı bir ışık yansıtıyor. Belli bir yerde oturalım, bir saat sonra aynı yerde oturduğumuzda  yüzümüze yansıyan ışık değişecektir. Onun için ışıkla oynamamız gerekmektedir.