1 Kasım 2024, Cuma - 15:04

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Göçmen kuşaktan ‘Göçmen Kalem’e

Tarih: 04 Eylül 2012

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 201

Kendini gazeteci, yazar, sendikacı ve kadın hakları savunucusu olarak tanımlayan Yaşar Seyman’dan son kitabı ‘Göçmen Kalem’i dinledik.

Yaşar Seyman

Fotoğraf: Salih Kaplan

Dünyayı dolaşmak birçok kişinin hayalini süsleyen bir seyahat macerasıdır. Kimi Japonya’yı, kimi de Amerika’yı merak eder. Edebiyatçı Yaşar Seyman’nın Göçmen Kalem’i bize merak ettiğimiz dünyayı sunuyor.

İlk gezisini 1988’de Portekiz’e yaptığını ve kaleminin göçmenlik öyküsünün orada başladığını ifade eden Yaşar Seyman, “Göçmen Kalem kitabımı yurtdışı seyahatlerimde tuttuğum notlar, bende iz bırakan ülkeler, şehirler ve de en çok bende iz bırakan insanlar oluşturdu” dedi. O dönem bir gazete yazmadığı için ilk gezilerini daha yoğun ve samimi bir dille ama zayıf bir kalemle yazdığını dile getiren Seyman, daha sonra seyahatlerini çalıştığı gazetelerde yayınlandığı için daha resmi, düzenli ve güçlü bir şekilde yazdığını söyledi. “Göçmen Kalem benim gezilerimde hissettiklerimi söyleyen bir kitap, yıllar önce yurtlarından göçenlerin kitabı. Edebiyatçı, bir gezgin gibi yazamaz, gezi yazılarını yazarken gittiği yerlerin onda bıraktıklarını, ona hissettirdiklerini yazar. Bazen bir insan hikâyesi olur, bazen bir nehrin hikâyesi olur, bazen de tarihi bir mekândır sizde kalanlar ve sizin yazabilecekleriniz” diyen Seyman, kitabının bir gezi kitabı olmadığını vurguladı.

Seyman, “Önce ben göç etmeye başladım, sonra kalemim ve sonra yurt dışındaki göçmenlerle tanıştım, onlarla birlikte göçmen oldum. Örneğin, koskoca Kanada benim için sadece sendikal faaliyetleri ya da Bremen benim için hiç tanımadığım ama iki gün birlikte olduğum bir kadını ifade ediyor” diyerek kendi göçmenliğini anlattı. Seyman yükün en büyüğünü eskiyen valizlerinin çektiğini vurguladı.

Her şehirde farklı bir nedenle bulunduğunu ifade eden Seyman, “Dünya nehirlerini gördükçe ülkemdeki nehirlerin ne kadar öksüz, yetim ve bakımsız bırakıldığını fark ettim. Ankara benim için ışıklı kocaman bir başkentti, dünya başkentlerini gördükçe Ankara’nın karanlık ve küçük bir kent olduğunu gördüm. Bu canımı çok yaktı ama beni daha çok üzen şey gittiğim ülkelerdeki demokrasilerin işleyişiyle kendi ülkemdeki demokrasinin işleyişi arasındaki farklar oldu.”

Kitabında Türk göçmenlere de yer veren Seyman, göçmenlerin yaşadıklarına şu sözlerle değindi: “Göçmen olmak birinci ve ikinci kuşakta sorun olurken üçüncü kuşak kendisini o ülkeye ait hissetmeye başlamıştı. İlk iki kuşak göçmenler hâlâ Türkiye’yi merak ediyor. Üçüncü kuşak Türk göçmenler yaşadıkları ülkelerde çeşitli başarılar elde etmişlerdi, bu başarı öykülerini yakaladım, bunları anlattım.”

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/154
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Göçmen kuşaktan ‘Göçmen Kalem’e

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Ankara’daydı

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Ankara’da çeşitli etkinliklerle kutladı. Anıtkabir’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kalkınma Projesi’ni ziyaret eden çiftçiler, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan forumda kürsüden seslendi: “Çiftçi doğduk, çiftçi öleceğiz.”

Kapat