6 Kasım 2024, Çarşamba - 22:39

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Gazeteciler ‘Haberin Ağır Bedeli’ni konuştu

Tarih: 27 Mart 2022

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 58

Gazeteciler Cemiyeti’nin Avrupa Birliği tarafından finanse edilen M4D yıllık medya konferansının üçüncüsü “Haberin Ağır Bedeli” başlığıyla gerçekleşti. Birçok gazetecinin katıldığı konferansta farklı başlıklar ele alındı.

Gazeteciler Cemiyeti (GC)’nin Avrupa Birliği tarafından finanse edilen M4D yıllık medya konferansının üçüncüsü “Haberin Ağır Bedeli” başlığıyla 26 -27 Mart günlerinde düzenlendi. Konferans, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in M4D projesi kapsamında üç yıllık süreçte gerçekleştirilen faaliyetlerden bahsettiği açılış konuşması ile başladı. Bilgin, GC’nin 76’ncı yaşına giren bir kurum olduğunu hatırlatarak, “Bizim durduğumuz yer özgürlük, demokrasi ve insan hakları durağıdır” dedi.

Demokrasinin özgür basına dayandığını söyleyerek konuşmasına başlayan AB Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı Stefano Fantaroni, AB olarak çalışan haklarını ve medya çeşitliliğini desteklemeye çalıştıklarını kaydetti. Yılın Onur Ödülünü alan Hıfzı Topuz’a tebriklerini ileten Fantaroni “Umarım gelecek yıl bu ödülü kadın bir gazeteci alabilir” dedi. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor da konferansa gönderdiği video mesaj ile katılarak konferansa başarı dileklerini iletti.

“Kadınların erkeklerden üstün olduğu tek konu işsizlik”

Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı da projenin geneli hakkında bilgi verirken “Genç arkadaşlarımızı geliştirmek amaçlı bir haber masası yaparak beş genç gazeteci kazandırdık. Cemiyet olarak genç arkadaşlarımızın artan tehditlere ve koşullara rağmen gazetecilik yapmalarını desteklemek istiyoruz” diye konuştu.

Kanlı’nın ardından Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden Dr. Çağrı Kaderoğlu Bulut, yazarı olduğu ‘Gazetecilerin Mesleki Memnuniyeti 2021 Araştırması Sonuç Raporu’nu içeren bir sunum yaptı. GC Genel Sekreteri ve M4D Kıdemli Politika Uzmanı Kenan Şener “M4D Yıllık Medya İzleme Raporu 2021” sunumunu gerçekleştirdi.

“Türkiye’de gazetecilerin hapsedilmesi haber değeri taşımıyor”

Basın ve İfade Özgürlüğü İklimi başlığı altında konuşan Sedef Kabaş, Türkiye’de gazetecilerin hapsedilmesinin haber değeri taşımadığının altını çizerken bir atasözünden dolayı birinin hapsedilemeyeceğini, hapsediliyorsa demokrasiden ve basın özgürlüğünden bahsedilemeyeceğini belirtti. Kabaş, gazetecilerin fiziksel şiddete maruz kaldığını ve dayanışma içinde olması gerektiğini ifade etti.

Konferansın üçüncü bölümünde Murat Yetkin’in moderatörlüğünde, Kadri Gürsel, Dr. Hülya Eraslan, Faruk Bildirici ve Ünsal Ünlü ‘Medyada Özdenetim İhtiyacı’nı ele aldı. Gürsel, medyanın geleceğine ve bugününe ideolojik olarak baktığını belirtti. Gazetecilerin ideolojik taşıyıcılık yapmasının mesleği oldukça olumsuz etkilediğini belirterek “Türkiye’de gazetecilik için gazetecilik yapma geleneği oldukça zayıf. İdeolojilerin taşıyıcılığını yapan gazetecilik anlayışı mesleğe büyük zararlar verdi” dedi. Dr. Eraslan da basında özdenetim modellerinden ve ilgili kurumlardan söz etti. Eraslan, “Basın özgürlüğünün olmadığı bir ortamda gazetecilerin kendi kendini denetlemesinden söz etmek gerçekten zor ama elzem bir ihtiyaç” diye konuştu.

Bir diğer konuşmacı Faruk Bildirici, siyasi dönüşümün eşiğinde olduğunu belirterek medyadaki denetim ihtiyacını siyasi partilere bırakılmadan gazetecilerin denetleme mekanizması oluşturması gerektiğini vurguladı.

“Elimde tek ilke vicdanım ve gazeteciliğin evrensel ilkeleri üzerinden yapabildiklerim”

Ünsal Ünlü, dijital yayıncılık açısından özdenetimin de oldukça gerekli olduğuna değindi. Ünlü, bulunduğu alanın kontrolsüz olmasından dolayı denetlenmesi gerektiğini belirterek “Ben şu an bir benzeri alanda kuralsız şekilde çalışıyorum. Elimde tek ilke vicdanım ve gazeteciliğin evrensel ilkeleri üzerinden yapabildiklerim. Yani biz denetime evet, nasıl denetim sorusunda ise hala tartışmalara açığız” ifadelerini kullandı.

Hıfzı Topuz, Cemiyet’in üçüncü kez düzenlediği Meslek Onur Ödülü’ne layık görüldü. Cemiyet Başkanı Nazmi Bilgin konuşmasında “99 yaşındaki bir insanın bu ülkedeki basın özgürlüğüyle ilgili umudunu kaybetmemiş olması selam durulacak bir davranıştır” dedi. Topuz da gönderdiği video mesajda GC’ ye teşekkür ederek önümüzdeki yıl bir kadın gazetecinin bu ödülü almasını dilediğini söyledi.

 Yerel Basında Ekonomik Buhran konuşuldu

Konferansın ikinci gününün son oturumunun konuşmacıları Prof. Dr. Süleyman İrvan, Mustafa Arslan, Feridun Fazıl Özsoy oldu. Panelde yerel basın, basın kartı ve Basın İlan Kurumu (BİK) ile ilgili değerlendirmeler yapıldı. Toplantıya çevrimiçi katılan İrvan, gazetecilerin mesleğe yerel gazetelerde tecrübe kazanarak başladığını söyleyerek, yerel gazetelerin teşvik edilirse istihdam sağlayabileceğini aktardı. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Özsoy, basın kartlarının sivil toplum örgütleri tarafından verilmesi gerektiğini belitti. BİK Genel Kurul Üyesi Mustafa Arslan da kurumun çalışmaları ve işleyişiyle ilgili bilgi aktardı.

Konferans’ın son gününde “Baskı ve Savaş Tehdidi Altında Gazetecilik” başlıklı ilk oturum, Ukrayna Ulusal Gazeteciler Birliği Başkatibi Lina Kushch’un canlı bağlantısı ve Gürcistanlı Gazeteci Tina Dvalishvili’nin video mesajıyla başladı.

Lina Kushch, Ukrayna’daki gazetecilerin ve sivil halkın içinde bulunduğu koşullara ilişkin, “Buradaki gazetecilerin sığınaklardaki ekranlardan ilk yardımı online eğitimle öğrenmelerini sağlıyoruz. Üç ile beş bin arası gazetecinin tahliye olması gerekiyor” dedi. Ukrayna halkının ise üç ay içerisinde bu durumun sonuçlanmasını beklediğini söyledi. Tina Dvalishvili’de Rusya’nın bağlantılı olduğu herhangi bir organizasyona dahil olmanın ve Rusya’yla uzlaşmanın imkânsız olduğunu vurguladı.

“Ağzınızı açtığınız anda cezalandırılmanız söz konusu”

Yıldız Yazıcıoğlu’nun oturum başkanlığını yaptığı “İfade Özgürlüğü ve Dezenformasyon” başlıklı oturum Prof. Dr. Yaman Akdeniz ve Gazeteci Emre Kızılkaya’nın çevrimiçi katılımıyla yapıldı. Gündemdeki kanun teklifi hakkında Akdeniz, “Ağzınızı açtığınız anda cezalandırılmanız söz konusu ve gazeteciler dolaylı yoldan susturulmaya çalışıyor” dedi. Muhalefetin sesi olmak isteyen kişilerin engellenmek istendiğini söyleyen Akdeniz, “Maalesef Türkiye’de yaşadığımız sürece engellemeler devam edecek” ifadelerini kullandı. Emre Kızılkaya, da zorluklara rağmen Türkiye’de gazetecilerin gazetecilik yapmaya çalıştıklarını belirtti. Kızılkaya, “Gazetecinin haber yapabileceği alanda şahsi fikrini ifade etmemesi ve gazetecinin her mecrada gazeteci olduğunu unutmaması gerekiyor” dedi.

“Savunduğumuz mesleki özgürlükler değil, halkın özgürlüğüdür”

“Basın Özgürlüğü, Dezenformasyon, Meslek Örgütlerinin Bakışı” oturumun, Sedat Bozkurt “Gelişen teknoloji doğrultusunda bir gazetecilik tarifi yapılacaksa bunu yapacak olanlar kişiler değil meslek örgütleridir” sözleriyle başlattı.

İlk konuşmacı İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Dilek Gappi, gazeteciliğin pek çok sıkıntıyla mücadele ettiğini söyleyerek bunu aşmak için örgütlenmek gerektiğini vurguladı. Ardından Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Başkanı Kemal Aktaş, AKP iktidarının gazetecileri koruyan yasa teklifi sunmadığını ve bu tarz kanun tekliflerinin kabul edilmediğini ifade etti. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Can Güleryüzlü, gazetecilikle ilgili “Bu bir toplumsal faaliyettir. Bu anlamda savunduğumuz mesleki özgürlükler değil, halkın özgürlüğüdür” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş ise gazeteciliğin üzerindeki baskıyı aşmanın en önemli yolunun örgütlenmek olduğunu söyleyerek “Sendikanın gazetecilere verdiği bir iş güvencesi var. Türkiye’de bir sürü meslek örgütü var. Bunları etkin ve güçlü bir hale getirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Moderatörlüğünü Kenan Şener’in yaptığı öğleden sonraki oturuma gazeteci Mustafa Hoş, Hayri Demir ve Hazal Ocak konuşmacı olarak katıldı. Birçok dava geçirmiş ve mevcut dava süreci içinde olan konuklar, gazeteciliğin bedelleri ve davaların oluşum süreci gibi konular üzerine konuştu. Oturumun sonunda Murat Aksel İngiltere’den çevrimiçi olarak katıldı ve konuyla ilgili olarak bir sunum gerçekleştirdi.

Mustafa Hoş, AKP iktidara gelene kadar mahkeme yüzü görmediğini fakat uzun süredir gününün çoğunluğunu mahkemelerde geçirdiğini dile getirdi. Hoş, “Sıradan bir gazetecinin yapması gereken işleri yaptığımız için başımız belaya giriyor, sorun burada. Eğer başınız belaya girmiyorsa ya gazetecilik yapmıyorsunuzdur ya da onların istediği gazeteciliği yapıyorsunuzdur. Kaldı ki onun adı gazetecilik olmaz” ifadelerini kullandı.

Hazal Ocak ise davaların aslında sadece kişiyi ilgilendiren davalar olmadığını belirterek, “Kişilere açılan davalar üzerinden tüm gazetecileri korkutmaya, göz dağı verilmeye çalışılıyor” dedi. Ocak konuşmasını “Gazeteciliğin her şeye rağmen yapılması gerektiğini düşünüyorum” diyerek bitirdi. Gazetecilik alanındaki ihlalleri raraporlayan Demir de yargılanma sürecinde olan bir gazetecinin mesleğini olması gerektiği gibi yapmasının çok zor olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Murat Aksel de çevrimiçi katıldığı oturumda Türkiye’de gazeteciliğin geçirdiği evrelerden söz etti.

Sunuculuğunu iki gün boyunca Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Gürcanlı’nın yaptığı konferansın son oturumunda M4D desteği alan gazeteciler vardı. Gazete Rüzgarlı Yayın Koordinatörü Merve Filiz Yavuz, Jineps Newspaper’dan Gül Yılmaz, Gaziantep Reform Haber’den Murat Atay, Viralspor’dan Orhan Karadağ, Pencere TV’den Mutafa Abadan ve Ajans Bizim’den Abdurrahman Antakyalı, dinleyenler mesleki deneyimlerini aktardı.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/32241
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Gazeteciler ‘Haberin Ağır Bedeli’ni konuştu

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Ankara’daydı

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Ankara’da çeşitli etkinliklerle kutladı. Anıtkabir’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kalkınma Projesi’ni ziyaret eden çiftçiler, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan forumda kürsüden seslendi: “Çiftçi doğduk, çiftçi öleceğiz.”

Kapat