CHP Sözcüsü Güler: ‘Parlamentoyu iradesi gölgelenmiş buldum’
Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, iktidar partisinin çıkardığı kanun hükmünde kararnamelerle ve TBMM TV’ye getirilen kısıtlamalarla parlamentoya gölge düşürüldüğünü söylüyor.
Türkiye kamuoyu onu, Cumhuriyet Mitingleri’nde söylediği “Darbeci değil, devrimciyiz” sözleri ile tanımıştı. SBF öğrencileri ise onu, kamu yönetimi alanında Mülkiye ekolünün temsilcisi olarak tanımlıyor. Güler’i, 12 Haziran 2011 seçimlerinde CHP İzmir Milletvekili olmasının ardından, Türkiye’nin en eski partisinin sözcüsü olarak görmeye başladık. Prof. Dr. Birgül Ayman Güler parlamentoya, Türkiye’de kadın-politika ilişkisine ve yeni anayasa tartışmalarına ilişkin ilk izlenimlerini, CHP Genel Merkezi’nde anlattı.
SBF kürsüsünde olmaktan onur duyduğunu dile getiren Güler, öğrencilerle beraber çalışmaktan, ders anlatmaktan zevk aldığını, onların sorularını doğru cevaplama gayretinin kürsü demek olduğunu söyledi. CHP kürsüsünün, çok daha kitlesel bir kürsü olduğunu belirten Güler, “Sanırım kapsama alanı farkı var. Ama verdiği haz, onur ve heyecanı karşılaştırmam zor” dedi.
Parti sözcülüğü görevinin, yüksek sorumluluk istediğini anlatan Güler,“Biz akademisyen olarak kendi aklımızın sözünü söylemeye alışığız ama burada öncelik, partinin ve genel başkanın sözü” diye konuştu.
Parlamento iradesine gölge düşüren iki uygulama
Parlamentonun çok öğretici bir yer olduğunu dile getiren Güler, 24’üncü Dönem Parlamentosu’nungücü tarafından bypass edilmek istendiğine değindi. Parlamento iradesine gölge düşüren iki uygulama olduğuna dikkati çeken Güler, ilk olarak geçtiğimiz dönem hükümete, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi veren kanunun, seçimden sonraki dönemi de kapsamasının bir sorun teşkil ettiğini belirtti. Güler, KHK’nın mecliste görüşülmemesinin, parlamentonun yetkilerini elinden aldığını vurguladı. İkinci olarak, parlamento çalışmalarının TBMM TV’den yayınlanmasının bu dönemde kısıtlandığını söyleyen Güler, böylece parlamento ile halk arasındaki bağın koparıldığına dikkat çekti. Ayrıca, terör olayları ile ilgili genel görüşmenin kapalı yapılmasını eleştiren Güler, Başbakan’ın bu toplantılara katılmamasını, yürütmenin böyle önemli bir konuda milletvekillerine hesap vermekten kaçınması olarak değerlendirdi. Güler sözlerini şöyle bitirdi: “Parlamentoyu KHK ile iten, meclis televizyonuyla halkla bağlarını adeta kopartmış, milletvekillerine hesap vermekten çok rahatlıkla kaçınmayı içine sindirmiş bir yürütme. Bu tavırlar nedeniyle parlamentoyu nasıl buldum? Parlamentoyu bu 3 durum nedeniyle iradesi gölgelenmiş buldum.”
“Kılık kıyafet konusunda yaşananlar, siyasi ve ahlaki zaaf”
BDP’li Hasip Kaplan, Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın da imzasının bulunduğu meclis kılık-kıyafet önergesinde şu ifadeler yer alıyor:
“Genel Kurul Salonu’nda yer alan milletvekilleri, bakanlar, TBMM teşkilat memurları ve diğer kamu personelinden erkekler ceket ile pantolon giyer, kadınlar ise tayyör, ceket ve pantolon giyer, dini inancının gerekli kıldığı başörtüsünü takabilir.”
Güler, kılık-kıyafet önergesi konusunda, “Gereksiz buldum” açıklamasını yapmıştı. Şafak Pavey’in yaşadığı problemden ötürü ortaya atılan kıyafet önerisini, kendilerinin gündeme getirmediğini söyleyen Güler, “Meclisteki kılık kıyafet sorununu, meclise türbanla girmeyi öncelikli olarak iktidar partisi hep zorladı zaten. İktidar partisinin, pek çok doğal gelişmeyi fırsatçı bir yaklaşımla istediği gibi kullanma eğilimi var. Bu eğilim, BDP‘de de ortaya çıktı. O öneriyi, ‘Türbanla da girilebilsin’ diye BDP milletvekilleri verdi” diye konuştu. Bir milletvekilinin engelliliği üzerinden, AKP ve BDP’nin siyaset yapma ahlakının hepsini çok rahatsız ettiğini belirten Güler şöyle devam etti: “Bu, böyle olmaz. İnsani olarak çok incitici ve siyaset ahlakı açısından endişe verici. Süreç böyle yürüdüğü için, bu süreci ve bu zihniyeti asla kabul edemeyiz. Böyle düşündüğümüz için gereksiz diye niteledim. Ahlaki ve siyasi zaaf olarak nitelemek belki hiç de aşırı olmazdı.”
AKP, kadını eve kapatıyor
CHP’ de, Kadın Örgütlenmesi ve Kadın Kollarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görevini de sürdüren Güler, bu konuda da açıklamalar yaptı. Uluslararası verilere göre, Türkiye’nin kadının durumu konusundaki derecesinin 136 ülke içerisinde 124’nci sırada olduğuna değinen Güler, bu durumun en büyük nedenin kadınların istihdama katılış oranın düşüklüğü olduğunu savundu ve kadınların yalnızca yüzde 15’inin “ücretli” statüsünde çalıştığına vurgu yaptı.
AKP iktidarının kadınları eve hapsettiğini belirten CHP’li vekil sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün AKP iktidarına bakıyorsunuz, bu durumdan memnun ve durumun daha da pekişmesine çalışıyor. Ülkenizin başbakanı diyor ki kadınlara, ‘En az üç çocuk doğurun’. Olabilir yani bir hedef olarak söylenebilir, sempatik bile bulunabilir. Ancak arkasından, ‘Kreşlere ihtiyaç yok. Kreşleri kapatıyorum’ dediğiniz zaman aslında,‘Kadını eve kapatıyorum’ diyorsunuz. Kadın, çocuk doğursun ama ana çocuk sağlığı hizmetini verin, kreşleri açın, belediye otobüslerini kadına bedava yapın…”
Kadının desteklenmesi ve üç çocuğun, onu eve hapsetmesinin önüne geçilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini vurgulayan Güler, “Kadını, evin içindeki geleneksel rolünden kendi ayakları üzerinde durabileceği, bağımsız ve özgür role doğru yükseltmemiz gerekiyor” diye konuştu. CHP yönetim organlarında kadınlara yüzde 25 kota ayrıldığını söyleyen Güler, ülkede ve partide zor olanın kotalar koymak değil, kadını sosyal ve iktisadi hayata dâhil etmek olduğunu dile getirdi. Kadına yönelik aile içi şiddet, kadın ticareti, kadın cezaevleri gibi konularda da çalışmaları olduğunu ifade eden Güler, bu konulardaki raporların yakın zamanda kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.
“Darbeci değil, devrimciyiz”
Güler, 2007 yılında katıldığı Cumhuriyet Mitingi’nde, “Darbeci değil, devrimciyiz” demişti. Bu sözlerin, o dönem medyada yürütülen kara propagandaya karşı bir cevap olarak ortaya çıktığını anlatan Güler, Cumhuriyet Mitingleri’nin devrimci taleplerle ortaya çıktığını söyledi. Bunların, “Türkiye’nin bağımsızlığı”, “Özelleştirmelere hayır” gibi talepler olduğuna değindi. Bu taleplerin, birileri tarafından verilmediğini ve toplumlar tarafından “alınacağını” belirten Güler, bunun devrimci bir duruş olduğunu açıkladı. Milletin, Türkiye’nin bağımsızlığından söz ettiğini ve özelleştirmelerin ülkeyi kötü etkilediğini ifade eden Güler konuşmasını şöyle bitirdi: “Özgürlük, eşitlik talep ediliyor. Bunlar, toplumların kendi kendilerine mücadelesi ile elde edilir. ‘Darbeci değil, devrimciyiz’ sözüm, hazırlıklar sırasında haksız yürütülen karalama kampanyasına itirazdı. Ayrıca ‘Peki biz neyiz?’in cevabıydı. Bizim ne olduğumuzu anlatan bir cümleydi.”
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/1247
Yol: Ana sayfa » Yazılar » CHP Sözcüsü Güler: ‘Parlamentoyu iradesi gölgelenmiş buldum’
Bir cevap yazın