4 Mayıs 2024, Cumartesi - 17:08

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

BursaFotoFest 4 yaşında

Tarih: 18 Aralık 2014

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 115

Geleneksel hâle gelen Uluslararası Bursa Fotoğraf Festivalinin (BursaFotoFest) dördüncüsü bu yıl yapıldı. Türkiye’nin ve dünyanın fotoğrafa dair önemli organizasyonlarından biri olan festivale yerli ve yabancı birçok konuk katıldı. Festival, Bursa’da Merinos Atatürk Kültür Kongre Merkezinde (Merinos AKKM) 6 – 11 Aralık 2014 tarihleri arasında gerçekleşti.

Geleneksel hâle gelen Uluslararası Bursa Fotoğraf Festivalinin (BursaFotoFest) dördüncüsü bu yıl yapıldı. Türkiye’nin ve dünyanın fotoğrafa dair önemli organizasyonlarından biri olan festivale yerli ve yabancı birçok konuk katıldı. Festival, Bursa’da Merinos Atatürk Kültür Kongre Merkezinde (Merinos AKKM) 6 – 11 Aralık 2014 tarihleri arasında gerçekleşti.

Bursa Büyükşehir Belediyesi (BBB), Bursa Kent Konseyi (BKK) ve Bursa Fotoğraf Sanatı Derneğinin (BUFSAD) iş birliğiyle düzenlenen BursaFotoFest, 6 – 11 Aralık 2014 tarihleri arasında Merinos AKKM’de yapıldı. Cumhuriyet Caddesindeki geleneksel festival yürüyüşünde mehteran ekibi müzik ile eşlik ederken Bursa halkı ve festival katılımcıları yoğun ilgi gösterdi. BBB Başkanı Recep Altepe, BKK Başkanı Semih Pala ve Bursa Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta da yürüyüşe katıldı. Festivalin açılış kurdelesi Zafer Meydanında yapılan törenle kesildi.

Jüri üyeliklerini Prof. Dr. Sabit Kalfagil, Kamil Fırat, Alper Bilsel, Mustafa Bilge Satkın, Ceyhun İrgil, Bülent Suberk ve Neslişah Hanzade Erbey Kuşku’nun yaptığı “Birlikte Yaşamak” temalı Uluslararası Fotoğraf Yarışmasının birinciliğini, yarışmaya Van’dan katılan Musa Talaşlı “Sürüler ve Çobanlar” adlı eseri ile kazandı. Yarışmaya 39 ülkeden bin 155 fotoğrafçı 3 bin 834 eser yolladı. 19 eserin dereceği girdiği yarışmada 265 fotoğraf da “sergilenmeye değer” görüldü.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tuba Taş da festivalde “Belgesel Fotoğrafın Toplumsal Değişimdeki Rolü” başlıklı bir sunum yaptı.

Gün, geleneksel festival yürüyüşü ile başladı

BBB Başkanı Recep Altepe geleneksel yürüyüşün ardından, “Bu yıl dördüncüsü düzenlenen BursaFotoFest, bir hafta boyunca hayatın tüm renklerini ‘Birlikte Yaşamak’ temasıyla Bursalı sanatseverlerle buluşturacak. Festival, fotoğraf sanatının gelişimini desteklerken aynı zamanda Bursa’nın tanıtımına da katkı koyuyor” dedi. Vali Yardımcısı Usta konuşmasında BursaFotoFest’in Bursa için önemini ve festivalin gelenekselleşmesinin değerini vurguladı. BursaFotoFest içinÜlkedeki en önemli uluslararası festivallerden biri” diyen Usta, organizasyona katkı sağlayanları kutladı. BKK Başkanı Semih Pala da, BBB Başkanı Recep Altepe’ye festivale destekleri nedeniyle teşekkür ederek, Bursalıların “Dünyanın seçkin fotoğraflarını izleme şansı” bulduğunu söyledi.

Açılışın ardından aynı günün akşamında Merinos AKKM Hüdavendigar Salonunda kokteyl gerçekleştirildi. Kokteyl sonrasında sergilerin yapılacağı salonun açılışı ve fotoğraf yarışmasının ödül töreni yapıldı. Birincinin Musa Talaşlı olduğu yarışmada; yarışamaya Vietnam’dan katılan Te Ha Trinh ikincilik, Zonguldak’tan katılan Tufan Bilir ise üçüncülük ödülünü kazandı.

Usta fotoğrafçı Chris Steele-Perkins’le söyleşi yapıldı

Magnum Photos’tan İngiliz fotoğraf sanatçısı Chris Steele-Perkins, sunum ile fotoğraflarının hikâyelerini anlattı. Perkins, “Son yıllarda fotoğrafa büyük ilgi var. Bundan dolayı fotoğraf çekerek hayatımızı kazanmak zorlaştı. İnsanlar artık para ödemeden fotoğraf tüketiyor. Dergi gazeteciliğinin en zirve döneminde fotoğraf çekerek çok iyi para kazandığım için kendimi şanslı hissediyorum. Fotoğraf çekmek artık çok kolay. Herkes kafiyeli cümle yazabilir; ancak şiir yazamaz. Dolayısıyla fotoğraf da bu şekilde görülebilir” dedi. Dergilerin artık foto muhabir istihdam etmediğini kaydeden Perkins, videonun foto muhabirin işini yapabildiğini dile getirdi. Perkins, videonun en güçlü tarafının içinde açıklama barındırması olduğunu diye de ekledi.

Fotoğraf: Harun Özalp

Fotoğraf: Harun Özalp

Festivalin ikinci günü portföy değerlendirmeleriyle başladı

Festivalin ikinci günü portföy değerlendirmeleriyle başladı. Fotoğraf tutkunları, Merinos Kongre Kafedeki portfolyo değerlendirmelerinde dünyaca ünlü fotoğraf sanatçıları Carlos Spottorno, İzzet Keribar, Kamil Fırat ve Park Jongwoo ile birebir görüşme imkânı buldu. Merinos AKKM seminer salonlarında ise Prof. Dr. Levend Kılıç “Eski fotoğraf yeni fotoğraf”, Orhan Cem Çetin ise “Fotoğrafçıların birlikte yaşaması” başlıklı konulu sunumlar yaptı.

Sosyal medya ve fotoğrafçılıkta yeni kariyer alanları konuşuldu

Hüdavendigar Salonunda 17.00’da başlayan “Sosyal medya ve yeni fotoğraf kariyerleri” konulu panelde, Instagram fenomenleri sosyal medyanın iş alanında sağladığı imkânları ve fotoğraf üzerine gelişen yeni bakış açılarını konuştu. Panelin moderatörlüğünü Dr. Melih Arıcan üstlendi. Fotoğrafçılığın giderek geliştiğini söyleyen Arıcan, 2000 yılına kadar dünyada fotoğraf sayısının 80 milyar civarında olduğunu, 2000’den 2011’e kadar bu sayının 380 milyara ulaştığını belirtti. Profesyonel fotoğrafçılara olan ilgi ve ihtiyacın da azaldığını söyleyen Arıcan, Instagram fenomenleri Sezgin Yılmaz ve Mustafa Seven’in yaklaşık 2 milyon takipçisi aktardı. Arıcan, “Onlar artık insandan öte kitle iletişim aracına dönüştü. Mustafa Seven ve Sezgin Yılmaz’ın bir gazete tirajının 3 katı izleyicisi var. Elbette reklamcılar da bu insanları mecra olarak kullanmaya başladı” dedi.

Türk fotoğraf dünyasının önemli isimlerinden Orhan Cem Çetin, kendisinin yeni bir Instagram kullanıcısı olduğunu söyledi. Çetin, dijital fotoğrafın 1980’lerde ortaya çıktığını kaydederek, “Paylaşma imkanı oluştuktan sonra dijital fotoğraf anlam kazandı. Diijital fotoğraf aslında bir nimet. Bu sayede iş üreten arkadaşlarımız var. İnternet, fotoğrafın ana mecrası haline gelir mi? Bu konuda tereddüt ederken sadece bu kanalı kullananlar var. Fotoğrafçılık artık herkesin yapabileceği bir şey. Herkesin sanatla uğraşması taraftarı olarak buna olumsuz bakmıyorum. Herkes fotoğraf çekmelidir” diye konuştu.

Instagram hayatına girdikten sonra kendisini tanımakta zorlandığını söyleyen Mustafa Seven, 17 yıl boyunca foto muhabirliği yaptığını, son üç yıldır da yaptığı tüm işleri Instagram’da paylaştığını ifade etti. Genellikle sokak fotoğraflarıyla ilgili paylaşımlar yapan Seven, “Instagram’la haşır neşir olduğumuz çok aktif bir dönem geçirdik. Amerika’daki saati düşünerek gece uyanıp fotoğraf attığım zamanlar oldu. Günde 3 saatlik uyuduğumuz zamanlar oldu. Mecrayı çok disiplinli kullanmamızın sebebi dünyanın her yerindeki kullanıcılara ulaşabilmekti; atık takipçi sayılarımız yükseldiği için aynı durum söz konusu değil” dedi.

Görsel İletişim Tasarımı bölümünde öğretim gördüğünü ifade eden Sezgin Yılmaz, babasının matbaacılık yapmasından ötürü çocukluğundan itibaren fotoğraf çektiğini dile getirdi. Kendisini Instagram kullanıcısı olarak tanımlayan Yılmaz, fotoğraf sanatçısı olmadığını söyledi. Instagram kullanıcılarının beğenisine göre fotoğraf paylaştığını anlatan Yılmaz, “Instagram fotoğrafının belli bir dakikada belli bir beğeni aldıktan sonra ‘Keşfet’ sayfasında çıkıyor. Böylelikle daha fazla insana ulaşmaya başlıyorsunuz. Bu sayede takipçi ve beğeni artıyor. Ben hiçbir zaman ‘en iyi fotoğrafı çekiyorum’ demedim; ama Instagram’a göre en iyi fotoğrafı çekiyorum. İki sene boyunca 2 saat uykuyla durdum. Bu hesap bu hâle böyle geldi. En iyi fotoğrafı çekerek bu sayıya ulaşmadım” dedi.

Fotoğraf: Harun Özalp

Fotoğraf: Harun Özalp

İzzet Keribar: “Çekilen her fotoğrafın Photoshop’tan geçmesi gerekiyor”

Türkiye’nin en önemli fotoğraf sanatçılarından İzzet Keribar, fotoğrafa olan tutkusunun nasıl başladığını, askerliğini yaptığı Güney Kore’deki hatırlarını ve çektiğini en özel fotoğrafları sanatseverlerle paylaştı.

Merinos AKKM Hüdavendigar Salonundaki festivalin ikinci sanatçı söyleşisinde İzzet Keribar konuştu. 60 senedir fotoğraf çektiğini, 1997 senesinden itibaren sadece fotoğrafla uğraşmaya başladığını belirten Keribar, fotoğraf üzerine dersler verdiğini de söyledi. Keribar, yaşlaşık bir milyon fotoğrafın yer aldığı bir arşivinin olduğunu; ajanların bu arşivi istediğini ve bu fotoğrafları ajanslara gönderdiklerini anlattı. Keribar, “ ‘Ben her şeyi çekiyorum’ derseniz gülerler. Bizler de mektepli olduğumuz için her şeyi çektik. 2002 yılında tesadüf eseri olarak dijital fotoğraf makinesi kullanmaya başladık. Bugün çekilen her dijital fotoğrafın Photoshoptan geçmesi gerekiyor. Artık fotoğraf çekmek kolaylaştı; telefonlarla bile ışığını kendi ayarlamasıyla rahatça çekiliyor. Bugün rekabet de arttı. Farkınızı ortaya koymanız gerekiyor. Artık, fotoğrafta kusursuzluk en başta aranan kriter değil. Fotoğrafın iyi olması için öncelikle etkili olmalı” dedi.

Fotoğrafa abisinin sayesinde çok erken yaşta başladığını aktaran Keribar, Kore Savaşından 3 sene sonra Güney Kore’ye gittiğini ve savaşın izlerini fotoğrafladığını ifade etti. Keribar, fotoğraflarının hikâyelerini sunum eşliğinde anlattı.

Söyleşinin ardından Erkan Temur’un “Şantiye”, Gürkan Yaman’ın “SADE-CE”, Murat Yılmaz’ın “2700 Fahrenheit”, Nadire Günday ve Ayşegül Çetinkalp’in “Tut renklerin elinden”, Seçkin Yenici’nin “Beyaz altına” ve Şevket Şahinbaş’ın “Reklam panosu” adlı fotoğraf gösterileriyle ikinci gün son buldu.

İzzet Keribar Fotoğraf: Alp Eren Kaya

İzzet Keribar
Fotoğraf: Alp Eren Kaya

Üçüncü günde de portföy değerlendirmeleri yapıldı

Güney Koreli ve İspanyol fotoğraf sanatçıları Park Jongwoo ve Carlos Spottorno dışında Chris Steele-Parkins ve Prof. Dr. Sabit Kalfagil de portföy değerlendirmelerine dâhil oldu. Merinos Kongre Kafedeki portföy değerlendirmelerinde sanatçılar, deneyimlerini fotoğraf meraklılarıyla paylaşırken fotoğraf sanatının püf noktalarına dair önerilerde de bulundu.

Festival kapsamında Uludağ Üniversitesinde fotoğraf sanatçısı Timurtaş Onan söyleşi gerçekleştirirken, Alman sanatçı Thomas Hoepker de “New York” aldı sergisinin açılışını yaptı.

Merinos AKKM seminer salonunda Mahzen Photos “Kolektif Fotoğrafçılığı”, Doç. Dr. Ozan Bilgiseren “Birlikte Yaşamak ve Ayırt Edilebilmek”, Abdurrahman Antakyalı ve Tolga Adanalı “Yeni Medya ve Foto Muhabirliği” üzerine sunumlar yaptı.

Festivalin üçüncü günündeki son oturumda İLEF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğba Taş “Belgesel Fotoğrafın Toplumsal Değişimdeki Rolü” başlıklı bir sunum yaptı. Taş, belgesel fotoğraf yaklaşımının nasıl kurulduğunu, temel varsayımlarını örnekler üzerinden anlatarak konuşmasına başladı. Toplumsal değişim yaratmak amacıyla fotoğrafın ne şekilde kullanıldığını ve buna gelen eleştirileri katılımcılarla paylaşan Taş, yeni teknolojiler çağında belgesel fotoğrafa dönüldüğünü söyledi. Taş’ın sunumunun ardından soru – cevap kısmına geçildi.

Üçüncü güncedeki sanatçı söyleşilerinde Carlos Spottorno ve Park Jongwoo konuştu. Saat 19.00’da başlayan söyleşide Spottorno 1991 yılında fotoğrafçılığa başladığını belirtti. İspanyol sanatçı, reklam ajansında çalıştığını ve foto muhabirlikle ilgilendiğini de söyledi. Fotoğrafçılık yapmadan önce başka bir iş yaptığını kaydeden Spottorno, o işinden istifa ettikten sonra fotoğrafçılığa başladığını dile getirdi. Sunumunda dört ayrı hikâye paylaşan sanatçı, ilgilendiği konunun “güç”       olduğunu ifade etti. Bir ülkenin yükselişi ve bitişi gibi durumları anlatmaya çalıştığını vurgulayan Spottorno, çalışmasında yer alan Çin için “Bu yüzyılın başına kadar dünya batı merkezliydi. Şimdi Batı Kültürü inişe geçti. Başka kültürler yükselmeye başladı. Dolayısıyla Çin hızlı bir şekilde yükseliyor. Hindistan ve İslam dünyası da” dedi.

Güney Koreli Park Jongwoo’nun söyleşisi saat 20.00’da başladı. Jongwoo çalışmalarını slaytlar ile sergiledi. 13 Yaşında annesinin aldığı fotoğraf makinesi ile fotoğrafa başladığını anlatan Jongwoo, foto muhabiri olarak çok ünlü ajanslarda çalıştığını belirtti. Jongwoo, zorunlu askerlik hizmetinden sonra hayatında bir dönüm noktası yaşadığını kaydederek, 11 sene çalıştığı ajanstan istifa ederek serbest çalışmaya başladığını söyledi. Fotoğrafçı olarak geçim sağlamanın zorluklarına değinen Güney Koreli sanatçı, 1995 yılından sonra video işine de girdiğini dile getirdi. Jongwoo, bir Kore kanalı için belgesel çektiğini ve video prodüksiyonlarını başka ülkelere sattığını ifade etti. İstifada ettikten sonra ülkedeki azınlıkların fotoğraflarını çekmek için dünyayı gezdiğini söyleyen Jongwoo, azınlıklarla ilgili yaptığı projeyi gösterdi; Tibet ve Anakara Çin arasında Kham bölgesinde gerçekleştirdiği çalışmasını sundu.  Söyleşi karşılıklı soru – cevap kısmıyla son buldu.

Dördüncü gün portföy gösterimleriyle başladı

Festivalin dördüncü günü portföy gösterimleriyle başladı. Portföylerin değerlendirmelerini Prof. Dr. Sabit Kalfagil’le birlikte usta foto muhabiri Abdurrahman Antakyalı, fotoğraf sanatçısı Timurtaş Onan ve Güney Rum Kesiminden Nikos Pilos yaptı.

Gün içinde Merinos AKMM Seminer Salonunda da 4 ayrı seminer gerçekleştirildi. Saat 13.30 – 17.30 arasındaki seminerler şöyle: Ahmet Polat “Fotoğrafik İmgenin Yeniden Değerlendirilmesi”, Haluk Çobanoğlu “Toplumsal Kültür ve Fotoğraf”, Öğr. Gör. Nezaket Tekin “Dar(alan) Sanat ve Port İzmir 3”, Yrd. Doç. Dr. Nafia Hanyaloğlu ve Öğr. Gör. Handan Dayı “Fotoğrafta Proje Üretimi”.

Merinos AKMM Fuar Alanında ise fotoğraf sanatçısı Alberto Modiano saat 14.00’da “Zaman ve Mekân içinde Musevilik” konulu sergisinin açılışını yaptı. Sanatçı, çalışmasında günümüz Türkiyesinde Yahudilerin örf ve adetlerinin, dini ritüellerinin uygulanış biçimlerini fotoğraf sanatı ile gösterdiği çalışmalarını sundu.

Alberto Modiano  Fotoğraf: Alp Eren Kaya

Alberto Modiano
Fotoğraf: Alp Eren Kaya

Dördüncü gündeki sanatçı söyleşisinde Prof. Dr. Sabit Kalfagil konuştu. Duayen fotoğraf sanatçısı Prof. Dr. Sabit Kalfagil, doğru fotoğrafla kusurlu fotoğrafı ayıran noktaları anlattı. Prof. Dr. Kalfagil, insanoğlunun gezegendeki tüm süresini sadece gözlem yaparak geçirdiğini söyledi. 20 – 30 bin sene önce mağara duvarlarına çizilen resimleri hatırlatan Kalfagil, “bir şeyin yeterince doğru ve gerçek olmasıyla o şeyin güzel olacağını” ifade etti. Fotoğrafta da ortak doğrularından bulunduğunu kaydeden Kalfagil, “Fotoğraf hatalarını gösteren bir kitap hazırlamayı düşündüm. Bir nesnenin iyisini de kötüsünü de çekiyoruz. Kötüleri ayıklayıp, iyileri saklıyoruz. Bunları bir araya getirmeyi düşündük. Fotoğrafın neresi hatalı, neresi doğru olduğunu gösterelim dedik. Ancak kusurlu olanı saklama alışkanlığımız olmadığı için malzeme bulmakta zorlandım. Yaptığım araştırmada, benim zamanımın kaygılarıyla kötü fotoğrafı bulmak kolay olmadı; çünkü eskiden makinelerde 8 poz film vardı. O zamanki bütçeyle günde birkaç film tüketmek kolay değildi. Eldeki filmle akşama kadar idare edilmeliydi. Bundan dolayı 8 pozun tümü garanti olması gerekirdi. Bu disiplinle geldiğim için hâlâ bir sahneyi çok kare çekmiş değilim” dedi.

Sabit Kalfagil  Fotoğraf: Harun Özalp

Prof. Dr. Sabit Kalfagil
Fotoğraf: Harun Özalp

Fotoğrafın yeni veya eski teknoloji makineyle çekilmesinin önemli olmadığını, aslolanın “fotoğrafı görebilmek” olduğunu dile getiren Kalfagil, “Vazgeçe vazgeçe doğru fotoğrafa ulaşılır. Fotoğraf bir derleme işi değil, ayıklama işidir. Her gördüğünüz fotoğraf olmaz. Fotoğraf olup olmayacağındaki kararımız, kazandığımız fotoğraf tecrübesinin sonucudur. Akıl yürüterek fotoğraf olmaz. Bir sahneden çok fotoğraf çekildiğinde doğru kareyi bulmakta zor olur. Bana göre fotoğraf çekerken biraz idareli olmakta yarar var” dedi. Fotoğrafa müdahale konusuna da değinen Kalfagil, “Çekim sonrası müdahaleler Photoshop aracılığıyla yapılıyor. Tüm bunlar fotoğrafı iyileştirme çabasıdır. Bunlara itiraz etmek mümkün değil. Fotoğrafı başkalaştırıyorsanız, bu yasaklanamaz ama adı da fotoğraf olmaz onun. Fotoğrafta Photoshopa karşı değilim. Başkalaştırmayı da bizim aileden saymıyorum” dedi.

Gün, Bursa Fotoğraf Sanatı Derneğinin fotoğraf gösterileri ile son buldu.

Ünlü savaş muhabiri Ron Haviv, BursaFotoFest’teydi

Ron Haviv  Fotoğraf: Alp Eren Kaya
Ron Haviv
Fotoğraf: Alp Eren Kaya

Dünyaca ünlü savaş muhabiri Ron Haviv’in katıldığı beşinci gündeki etkinlikler, portföy değerlendirmesiyle başladı. Haviv, genç foto muhabirleriyle mesleki deneyimlerini paylaşarak önerilerde bulundu.

Festivalin beşinci gününde Merinos AKMM seminer salonunda Arş. Gör. Uğur Günay “Otoportreden Selfie’ye Uzanan Gelenek”, Yrd. Doç. Dr. Gülbin Özdamar “Fotoğraf Estetiğinin Piyasası”, Bahçeşehir Üniversitesi öğretim elemanı Yrd. Doç. Dr. Tolga Hepdinçler “Kavramsal Fotoğraf” ve Öğr. Gör. Aykan Özener “Fotoğrafta Gerçeklik Olgusu” konulu sunumlarını gerçekleştirdi.

Festivalin son sanatçı söyleşisinde Ron Haviv, tanık olduğu savaşlarda çektiği fotoğrafları ve o fotoğrafların hikâyelerini fotoğraf tutkunlarıyla paylaştı.

Ron Haviv, son 25 yılını savaş ve savaş sonrası durumları belgelemeye çalıştığını kaydederek, “İnsanlar savaşa neden gittiğimi anlamıyor ve herkes kaçarken sen neden savaşa gidiyorsun diye soruyorlar” dedi. Yazar olmak için eğitim aldığını ve fotoğrafla ilgisinin hiç olmadığı dile getiren Haviv, amcasının verdiği fotoğraf makinesi ile çekimlere başladığını belirtti. Haviv, “Beklide fotoğrafla anlatmalıydım hikâyemi” diyerek işe başladığını söyledi.

Panama’daki ilk yurtdışı gazetecilik deneyimde şiddet ve müdahaleleri ilk kez yakından gördüğünü dile getiren Haviv, bunu heyecanlı olduğu kadar korkutucu olduğundan da bahsetti. Gittiği savaş bölgelerinde yaşadıklarını kısa video ve fotoğraf sunumlarıyla aktaran Haviv, “Panama’dan sonra Berlin’e gittim. Berlin duvarının yıkılışını gördüm. Güney Afrika’da Nelson Mandela’nın hapisten çıkışını gördüm. Afrika’da savaş fotoğrafları çektim. Bir haber ile Yugoslavya’nın karışacağını öğrendim. 1991’de Slovenya’ya gittim. 2000’e kadar buralarda zaman harcadım. Saraybosna’da daha hiç kurşun sıkılmadığı dönemde fotoğraflar çektim. Bu fotoğraflar dünyanın her yerinde yayınlandı” dedi.

Haviv, çektiği savaş fotoğrafları ile savaştaki dengelerin değişeceğini ve savaşın son bulacağını sandığını dile getirerek, savaşın 4 sene daha sürdüğünü anlattı. Haviv, “100 binden fazla insan öldü. Birçok insan mülteci oldu. Fotoğrafın tek başına bazı şeyleri zorlayacağını düşünüyordum. Bu, başarısızlığa çok iyi örnek oldu. Dünya bizim gösterdiklerimizi göz ardı etti. Birçok meslektaşım ‘Biz niye buradayız? Burada her şey göz ardı ediliyor’ diyerek geri döndü. Aslında haber yapmanın yanı sıra insanlık için kanıt topluyordum. Tepki göstermeyen tüm insanlık suçluydu. Çektiğim birçok fotoğraf, Uluslararası Savaş Mahkemesinde kullanıldı. Fotoğrafçılığı bu bakımdan ileriye götürmek faydalı olacaktır” diye konuştu.

Program soru – cevap bölümüyle son buldu. Ron Haviv’in konuşmasının ardından salonda Almila Kuş, Burak Türk, Hasan Kasapoğlu ve Serap Yılmaz’a ait fotoğrafların gösterimleri gerçekleştirildi.

BursaFotoFest, kapanış yemeği ve sertifika töreni ile son buldu

Bursa’yı fotoğrafın başkenti haline getiren Dördüncü Uluslararası Bursa Fotoğraf Festivali, festivalin düzenlenmesinde emeği geçen herkesin katıldığı bir törenle sona erdi.

Festivalin sın gününde basın fotoğrafçılığına dair bir panel yapıldı. BKK Koza Salonundaki panelin moderatörlüğünü Türk fotoğraf sanatının önemli ismi Kamil Fırat yaptı. Paneldeki konuşmacılar Milliyet Gazetesi Fotoğraf Editörü Ercan Arslan, Sabah Gazetesi Fotoğraf Editörü Kutup Dalgakıran ve Anadolu Ajansı Ortadoğu ve Afrika Görsel Haberler Editörü Erhan Sevenler idi.

Fotoğraf: Alp Eren Kaya

Fotoğraf: Alp Eren Kaya

Basın fotoğrafçılığında bir tarafta muhabirlerin, diğer tarafta ise editörler ve gazete politikalarını belirleyen mekanizmaların olduğunu aktaran Kamil Fırat, tartışmanın bu mekanizmalar arasındaki ilişkilerden başlatılması gerektiğini dile getirdi.

Ercan Arslan, Türkiye’deki basın fotoğrafçılığı durumu hakkında bir konuşma yaptı. Dünyada bilgi kaynağının basın olduğunu söyleyen Arslan, basın alanında hızlı bir değişim yaşandığını kaydederek, yakın zamanda gazetelerin dijital ortama geçeceğinin konuşulduğunu belirtti. Gazeteyi diğer iletişim araçları içerisinde “en entelektüel” olarak niteleyen Arslan, haberi “insanları bilgilendiren bir olayın özeti” olduğunu ifade etti.

Erhan Sevenler, çalışmaya başlığı ilk yıllarda foto muhabirliğinin daha değerli olduğunu ifade etti. O dönemde foto muhabir sayısının az olduğu belirten Sevenler, negatif fotoğraf makinesiyle gittikleri dünyanın çeşitli yerlerinde “filmi yıkayıp, tarayıp, normal telefon hattı bulup Türkiye’ye göndermeye çalıştıklarını” anlattı. Sevenler, “Bazı teknik detayları bilmek gerekiyordu. Doğru yerde doğru zamanda olup fotoğraf çekmek gerekiyordu. Şimdi işler kolaylaştı ve etrafta çok fazla foto muhabiri var. Bizler Türk fotoğrafçılarını bulup dünyanın farklı yerlerinde görevlendiriyoruz. Benim kendi bölgemde 7 tane foto muhabiri çalışıyor. Yurtdışında Türk foto muhabirlerini markalaştırmaya çalışıyoruz. Eğitimler veriyoruz bunun için. Anadolu Ajansı olarak son dönemde savaş muhabirliği eğitimi de verdik. İki hafta süreyle Ankara’da özel kuvvetlere mensup insanlar tarafından eğitimler veriliyor” dedi.

Kutup Dalgakıran sayfa editörlerinin ellerindeki fotoğraflara, fotoğraf editörlerinin çok fazla müdahale etme imkânı bulunmadığını vurguladı. Türkiye’de fotoğraf editörlüğünün hiçbir zaman bilindiği gibi olmadığını söyleyen Dalgakıran, sayfaları kontrol eden fotoğraf editörü bulunmadığını anlattı. Panel, soru cevap bölümüyle sona erdi.

Fotoğraf: Alp Eren Kaya

Fotoğraf: Alp Eren Kaya

Festivalin kapanışı ve sertifika töreni için Göl Parka geçildi. Kapanış yemeğinin ardından söz alan BKK Başkanı Semih Pala fotoğrafa gönül verenlere, BKK gönüllülerine ve festivale destek olan fotoğraf ustalarına teşekkür etti. Dünya çapında bir organizasyonu başarıyla yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen Pala, Bursa’nın tarihi, doğasıyla ve kültürüyle bir dünya şehri olduğunu belirtti. Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle Pala, BKK hakkında bilgi verdi. BKK ve BBB işbirliği sonucu BursaFotoFest’in yapıldığı anlatarak, “Topluma faydalı olan her türlü ulusal ve uluslararası çalışmaya varız” dedi.

BKK Yürütme Kurulu üyesi Dr. Ceyhun İrgil, BursaFotoFest’i BBK ve fabrika çalışanlarının, profesörlerin, öğrencilerin katkılarıyla düzenlediklerini ifade etti.

BursaFotoFest Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. Melih Zafer Arıcan, festivale katkı yapan herkese teşekkür etti. Arıcan, bu yıl festivalin kitabını ortaya çıkartacaklarını söyledi.

BUFSAD Başkanı İlhan Özer, festival organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkür ederken, festivalin beşinci senesi için çalışmalara hemen başlanacağını söyledi.

Fotoğraf Sanatçısı Kamil Fırat, festival sayesinde Bursa’yı gördüklerini ve Bursa’yı başka yerlerde de anlatacaklarını kaydederek, festivalin uzun soluklu olmasını temenni etti.

Yerel Gündem Şube Müdürü Neslişah Erbey Kuşku ve BursaFotoFest Genel Sekreterliğini yürüten Murat Başlar da festivalin yürütülmesinde katkıda bulunan BKK personeline, gönüllülere ve sanatçılara teşekkür etti.

BKK Gençlik Meclisi, Çocuk Meclisi ve Engelliler Meclisi üyelerinin de görüşlerini dile getirdiği toplantıda, festivale destek veren gönüllülere teşekkür belgeleri verildi. Program, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/6061
Yol: Ana sayfa » Yazılar » BursaFotoFest 4 yaşında

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar Konferansı, çalıştaylarla tamamlandı

Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği “Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar” Konferansı’nın ikinci gününde gazetecilerin, akademisyenlerin ve hukukçuların katıldığı çalıştaylar yapıldı.

Kapat