17 Temmuz 2023, Pazartesi - 17:57

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Öz: ‘Bahoz görünmeyen yasaklar yaşadı’

Tarih: 09 Ekim 2011

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 281

47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yer almayan Bahoz filmi yönetmeni Öz, “Bahoz görünmeyen yasaklar yaşadı ” dedi.

Üniversite sınavını kazanarak İstanbul’a gelen bir öğrencinin üniversite hayatını konu alan Bahoz (Fırtına) filmi, 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yer almadı. Ankara Üniversitesi’nde bir söyleşiye katılan filmin yönetmeni Kazım Öz konuyla ilgili olarak, Bahoz filminin ‘görünmeyen yasaklar’ yaşadığını öne sürdü.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Mahmut Tali Öngören sinema salonunda Bahoz filminin gösteriminden sonra filmin festivalde yer almamasını değerlendiren Öz, “Sokakta resmi yasalarla karşılaşmazsınız ama öyle bir atmosfer yaratılır ki bazı şeyleri yapamazsınız” dedi. Öz, bir katılımcının “Altın Portakal film festivalinde, Bahoz adlı filmin yer almaması Türkiye’deki Kürtlere yönelik inkar politikasının jüriye bir yansıması olarak değerlendirilebilir mi ve siz böyle bir şeyi bekliyor muydunuz? ” sorusunu şöyle yanıtladı, “Aslında sorunun içinde cevabı duruyor. Kraldan daha fazla kralcılık diye bir şey vardır ya. Bence Türkiye’de bunun propagandasını, sistemden ya da resmi ideolojiden daha fazla yapma alışkanlığı çok fazla. Bu film devlet tarafından herhangi bir yasağa uğramadı ancak, görünmeyen yasaklar çok yaşadı. Bahoz’u, Adana Altın Koza film festivaline yetiştirmek için çok uğraşmıştık ve heyecanla göndermiştik. Adana’da mutlaka alınır demiştik. Bir de biliyorsunuz, Yılmaz Güney adına bir ödül var. Hatta onun anısına yapılan bir festival sayılır. Festivale alınmadığımı duyduğumda çok üzülmüştüm. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Sistem ve sistemin resmi bir ideolojinin sınırlarını aştığında kendiliğinden bir sansüre, engele baskıya dönüştüğünde faşizm dediğimiz kavram ortaya çıkmış olur. Sokakta resmi yasalarla karşılaşmazsınız ama öyle bir atmosfer yaratılır ki bazı şeyleri yapamazsınız. Bunun faşizm kavramıyla eş değer olduğunu düşünüyorum. Zaten bu festivallere alınmamasını da faşizm ve dışlayıcılığının bir göstergesi. Adana Altın Koza film Festivali’nde ödülün Yılmaz Güney adına verildiği halde bu filmin festivale alınmaması, Türkiye’de muhalif olanların bazı alternatif kişiler ve kişilikleri zamanla başka bir araç haline getirebilmesine neden oluyor. Yılmaz Güney’in isminin de burada kullanılması Bazı değerlerin zamanla tersi bir işleyişe dönmeye başladığını gösteriyor”

Gösterim için Ankara’da salon bulmakta zorlandık

Bahoz filminin sinema salonlarında az gösterilmesinin, filmin festivalde yer almamasının nedeniyle aynı olduğunu belirten Öz, konuyla ilgili olarak şunları söyledi, “Film resmi olarak bir yasak yaşamadı. Ancak salon bulmakta çok zorlandık. Dağıtım şirketi filmin arkasında duramadı. Açıkça itiraf da ettiler bazı salonlara bu filmi göstereceksin dediğimizde gösteriyor ama bu filmi göstereceksin diyemeyiz dediler. Sadece ister misin bu filmi diye sorabiliyoruz diyebiliyorlar. Tabi ister misiniz diye sorulduğunda bile durumu oda hissediyor ve dolayısıyla salonun dolmadığını söylüyor. Biz Ankara merkezde filmin gösterileceği bir salon olmasını istiyorduk ve birilerini devreye soktuk, bundan sonra film gösterilebildi. Bir taraftan da bu tür şeylerin doğal olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de o kadar çok hukuksuzluk var, o kadar çok başka değerler çiğneniyor ki, belki de bir filmin yasaklanması büyük bir olay değil”

Filmin konusunun gerçeklik payı var

Üniversite sınavını kazanarak küçük bir kasabadan İstanbul’a gelen bir öğrencinin, üniversitede siyasi bir gruba katılım sürecini konu alan filmin senaryosunu öğrencilik dönemindeki gözlemleriyle oluşturduğunu söyleyen Öz, “Ben kendim de o yıllarda öğrenciydim ve az çok bu gördüğünüz atmosfere tanık olan biriyim. Bu filmin hikayesi tamamen gerçek bir hikayeden çıkan bir şey değil. Kurgusal bir film ama çoğu gene benim gözlemlediğim ve yaptığım araştırmalara dayanan, gerçek hayata da dayanıyor diyebilirim. Tabi o dönemi de doğru bir şekilde yansıttıysak mutlu olurum” dedi.

Tepki almamak için Filistin eylemi sahnesi çektik

Filmdeki eylem sahnesinin çekimleri sırasında, gelebilecek tepkileri önlemek için bu sahnenin Filistin halkını destekleyen bir eylem olarak göstermek zorunda kaldıklarını söyleyen Öz, “Bu tür filmleri Türkiye’de çekmek zor. Özellikle de Kürt meselesi, şu anda hala devam eden ve epey yol alınan bir sorun olmaya başladı. Çözüme yaklaştığımızı da düşünüyorum, ama şu anda Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri. Filmi çektiğimiz atmosfer şu anki kadar rahat değildir. Bu filmin çekimleri 2006’dan, 2008’in sonuna kadar sürdü. Gidip bir sokakta bir Kürt eylemi çekiyoruz demek bile, başka bir uygulamayla karşı karşıya olmamıza sebep olabilirdi. Bu nedenle bu filmde bazı yöntemler denemek zorunda kaldık. Tepki olabilir diye çekindik. Hem çalışan arkadaşlardan, hem halktan, hem de polisin müdahalesi olabilir diye böyle yaptık” dedi.

Fotoğraf filmine sansür

Polonya’da düzenlenen film festivalinde kültür bakanlığının desteğini aldığı için Polonya’nın Fotoğraf filmini geri çekmesi ile ilgili konuşan Öz, “Polonya’da fotoğraf filmiyle ilgili bir sansür oldu. Yakın tarihte de sanırım başka filme böyle bir sansür uygulandı. Polonya’da o festival böyle bir seçki yapmak istemiş. Tüm filmleri izleyip 22 ye yakın film seçmişler, bunlar arasında şaraplar ve fotoğraf filmini de almışlar. Hatta bizimle de irtibata geçmişlerdi. Konuştuk bir sıkıntı yoktu, sonrasında bir yetkili geldi onlarla yüz yüze görüşmek istedi. Bakanlığın böyle bir talebi olduğunu, eğer filmi gösterirseniz biz desteğimizi çekeceğiz bu yüzden bizim elimiz mahkum, tüm masrafları bakanlık üstlenecekti. O nedenle biz bakanlığı ikna edemezsek bu filmi gösteremeyiz galiba dediler. Sonra o ikna sürecini yaşadılar. Ama tuhaf bir şekildi sonrasında bunu yalanladılar böyle bir şey yok, biz zaten o filmi seçmedik dediler. Biz de kişisel yazışmaları kamuoyuna paylaşmak zorunda kaldık.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/2119
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Öz: ‘Bahoz görünmeyen yasaklar yaşadı’

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yılın Basın Fotoğrafları 2023 ödülleri sahiplerini buldu

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) Yılın Basın Fotoğrafları 2023 ödülleri, törenle sahiplerine verildi. İLEF mezunu Uğur Yıldırım bu yıl dört kategoride aldığı beş ödülle en çok sayıda ödüle layık görülen gazeteci oldu. Bu yılki "Yaşam Boyu Onur Ödülü" de deneyimli gazeteci Coşkun Aral’a verildi. Yıldırım ve Coşkun, düşüncelerini Görünüm'le paylaştı.

Kapat